Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Kobani operasyonunu ve İYİ PARTİ‘deki son gelişmelerini değerlendirdiği yazısında AKP’nin Millet İttifakı’nı dağıtmak için operasyon yürüttüğünü yazdı.

Cumhuriyet yazarı Othan Bursalı, Kobani olaylarından 6 yıl sonra yapılan operasyonu ve İYİ Parti’nin olağan kurultayında yaşanan gelişmeleri köşesinde değerlendirdi.

Orhan Bursalı,

Orhan Bursalı’nın yazısı şöyle oldu:

Birden akıllarına 6 yıl sonra 6-8 Ekim 2014 Kobani olayları geldi ve operasyona başladılar.

Tam iktidarın azınlığa düştüğü ve seçimi kaybedeceğini gördüğü zaman diliminde…

Kobani derken, orada kafa kesici IŞİD aklımıza gelmeli, AKP iktidarı eylülde IŞİD’in Kobani’yi ele geçireceği beklentisi içindeyken PKK Suriye kolu ve ABD’nin büyük desteğiyle IŞİD bölgeden çıkarıldı ama Kobani olaylarının Türkiye’de yansıması da kanlı oldu. 6-8 Ekim 2014 arası gösterilerde insanlar öldü, öldürüldü, yağmalar yaşandı.

Unutmadan: O sırada Başbakan RTE hükümeti ile PKK arasında HDP’liler aracılığıyla barış süreci masası çalışıyordu. 6-8 Ekim arası gösterilere çağrı yapan HDP’liler ise şiddet olaylarına karşı çıkan açıklamalar yapıyordu. 6-8 Ekim büyük bir vandalizmdir, olayların içinde PKK’lilerin de olması mümkündür!

Aradan geçmiş 6 yıl

Bu kısa anımsatmalardan sonra geçmişte yargılanmaların ve beraatların olduğu Kobani olaylarından sorumlu tutularak şimdi 82 kişinin gözaltına alınmasının anlamı nedir?

Tamamen siyasi operasyon olduğunun altını çizelim.

Türkiye, iktidarın siyasi operasyonlar ülkesi oldu. Başlıca silahı da yargı. Yargı ile defter dürüyor, sonuçta düremese bile siyasal büyük olaylar yaratıyor, bu yolla muhalefeti durmadan taciz edip düşmanlıklar, yeni cepheler oluşturuyor.

Özetle muhalefeti dağıtmaya yönelik operasyonların önemli bir aşamasındayız.

İktidar seçimlere yönelik bir ajanda oluşturdu.

Bu ajandanın ilk maddelerini yürürlüğe koydu. Bunu açıklayacağım, ama bir özet verirsek:

Kobani tutuklamaları gündem değiştirmek değildir; bizzat gündem oluşturmak ve siyasal seçim-seçmen ve parti mühendisliği olayıdır; halk nezdinde bugün azınlığa düşen, yarın seçim olsa kaybedecek bir iktidarın seçmen tercihlerini etkilemek, karşısında oluşan muhalefet blokunu parçalamak ve buradan iktidarı için yarar çıkarmak amacına yöneliktir.

Neyin peşindeler?

Soru bu. Yani ana hedef ne, kim?

Başarısızlığın dibine vurmuş ve eline geçen ekonomik fırsatları har vurup harman savurmuş, tüm devlet olanaklarını adamlarına, şirketlerine peşkeş çekmiş, köprü-yol-hastane tüm yatırımlarını Türkiye’nin geleceği üzerine altından zor kalkınacak bir yük olarak bindirmiş bir iktidar, operasyonlarla kendine bir çıkış yolu açmaya çalışıyor.

İYİ Parti başlıca hedefleri. Millet İttifakı’nı dağıtmayı planlıyorlar. İYİ Parti’yi çökertme veya ittifaklarına katma girişimi var. Bu operasyon aslında Ayasofya açılışı ile başladı. RTE, İYİ Parti’yi yerli ve milli ilan etti! Hatta, parlamenter sisteme dönüş önerisinin Meclis’te tartışılabileceğini belirterek bir de sanal dal uzattı. Bahçeli yuvaya dön çağrısı yaptı…

HDP ile uzaktan da olsa İYİ Parti arasında sabah kahvaltısı diyaloğu, Millet İttifakı’na HDP’nin seçimlerde kendi çıkarları doğrultusunda gönüllü desteği (özellikle yerel seçimleri AKP’nin kaybetmesinde etkili oldu), İYİ Parti seçmenini partisinden uzaklaştırmayı gündeme getirdi.

Şimdi HDP’den bir “Kobani canavarı” yaratmaya giriştiler.

Millet İttifakı’nda yer alma!

İki başarı istiyorlar: Millet İttifakı içindeki İYİ Parti içini parçalamak, partiyi dağıtmak veya kendi saflarına çekmek… Bu amaçla operasyonu parti içinde de yürüttükleri açık. Hiçbir şekilde İYİ Parti, HDP’nin dışarıdan destek olduğu Millet İttifakı içinde yer almamalı!

Bunu ne kadar kararlılıkla uygulayabilecekler, bekleyelim.

Kobani operasyonunun diğer yönü de Kürtlerin yasal siyasi örgütlenmelerini dağıtmak. Örgütsüz bırakmak. Kazandıkları halde yerel yönetimlerin hiçbirinde HDP’yi bırakmamak. Kaybettikleri illeri, ilçeleri, beldeleri bizzat AKP’nin yönetimine devretmek. Bunu gerçekleştirmiş durumdalar. Kanunsuz.

AKP’nin ne demokrasiyle ne seçim ve sonuçlarıyla ilgisi var, kazandıklarında demokrat görünümlü, sandığa ve millet iradesine sözde saygılı; kaybettiklerini gördükleri anda ise sandığı tekmeleyen, iradeyi hiçe sayan, diktatörce, iktidarını sürdürmek için de her türlü girişimde bulunabilecek bir operasyonel yönetim