Hükümet yaklaşan salgın tehdidini 1 yıldan uzun süredir biliyordu. Zira Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yıllar önce tıpkı bugünküne benzer bir pandemiye karşı tüm hükümetleri uyarmıştı. O kadar ki Sağlık Bakanlığı’ndaki tıp uzmanları 2019’da “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” adı altında bir rapor dahi hazırladı.
208 SAYFALIK RAPOR AYLAR ÖNCE HÜKÜMETİN ELİNDEYDİ
10 yıl önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Hastalık Önleme ve Tedavi Merkezi (AHÖTM) yeni bir inflüenza (grip) pandemisine karşı ülkelere plan yapmalarını tavsiye etti.
Bu tavsiyenin ardından Türkiye’de de 2019’da 208 sayfalık bir rapor hazırlandı. Dökümanın adı “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”. Ancak sorun şu ki, tüm dünyada planlar merkezi planlama teşkilatları ya da planlama uzmanlarından oluşan kuruluşlarca hazırlanırken Türkiye’de plana dair tek dökümanı Sağlık Bakanlığı’nda asıl uzmanlığı planlama olmayan tıp uzmanları hazırlamıştı. Zaten devletin merkezi planlama birimi olan DPT de 2011’de lağvedilmiş, DPT uzmanları çeşitli bakanlıklara dağıtılmıştı. Bu nedenle de pandeminin ekonomik, sosyal, diplomatik etkileri planda kapsamlı biçimde yer alamadı.
Bugün koronavirüs bilim kurulu üyesi olan Levent Akın, Firdevs Aktaş, Mehmet Ceyhan, Ayşegül Füsun Eyüboğlu gibi profesörler plana katkı sunan bilim insanları arasında yer aldı. DSÖ’nün yönergeleri ışığında yayımlandığı belirtilen plana göre hastalığın klinik belirtileri tıpkı bugünlerde yaşanan pandemiyi özetliyor.
Raporun 97’nci sayfasında olası salgının belirtileri şu şekilde sıralanıyor;
Titreme ile yükselen ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik hastaların çoğunda görülen belirtilerdir. 38°C ateş genellikle üç gün sürer. Tanıya ilişkin raporun devamında da öksürük ile birlikte göğüs ağrısının sıklıkla ve ciddi olabileceği öngörülüyor. Planda hazırlığı yapılan hastalığın risk grubunda ise 65 yaş üstü kişiler ve kronik rahatsızlığı olanlar bulunuyor. Yani hükümetin elinde yakın zamanda başına geleceklere dair bir rapor bulunuyordu.
SAĞLIK DIŞINDA HİÇBİR SEKTÖREL PLAN HAZIRLANMADI
Hükümetin şu ana kadar uyguladığı tedbirler, planın genel hatlarına uyulduğunu gösteriyor. Örneğin plana göre bir bilimsel danışma kurulu oluşturulması ve bu kurulun halkla iletişimde yardımcı olması gerektiği vurgulanıyor. Nitekim hükümet 10 Ocak 2020’de 31 uzmandan oluşan Koronavirüs Bilim Kurulu’nu oluşturdu. Ancak Uğur Emek, böyle bir kurulun yalnızca sağlık uzmanlarından oluşmasının yetersiz olduğunu çünkü sorunun sektörler arası çok boyutlu etkilerinin olduğunu ifade ediyor. Emek’e göre ekonomiden güvenliğe, tarımda, diplomasiye kadar makro ölçekli bir plan dahilinde nitelikli bir kurul oluşturmak elzemdi.
DEVLETİ DEVLET YAPAN EN ÖNEMLİ ŞEY PLANLAMADIR
2011’de kapatılan DPT geçmişteki fonksiyonlarına sahip olsaydı yeterli nitelikte plan hazırlayabileceğini söyleyen Emek, “makro plan deyince sektörler arası çok boyutlu planları anlamalıyız, küresel çapta bir pandemiye karşı alınacak önlemleri asıl uzmanlığı tıp doktorları olan kimseler hazırlamamalıdır” diyor. “Plancının görevi geleceği öngörmesidir” diyen Emek, plancıyla, normal uzmanın arasındaki fark, plancının geleceğe ilişkin öngörüler yapması olduğunun altını çiziyor. Nitekim alelade yurttaşlar, nitelikli bir planı gördüğü vakit “nasıl olur da bunu bilebilirler” diye şaşıracağını söylüyor. Devleti devlet yapan en önemli şeyin de geleceği öngören planlama birimlerinin varlığı olduğunun altını çizerek ifadeleri belirtildi.