Deva Partisi il ve ilçe kongrelerinin ardından 1.Olağan Kongresi'ni gerçekleştiriyor.

Deva Partisi 1.Olağan Kongresi'ni Ankara'da gerçekleştiriyor. Ali Babacan'ın tek aday olması beklenen kongrede partinin 600 delegesi, 50 üyeli Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) ve Genel Merkez Disiplin Kurulu üyeleri belirlenecek. 

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan kongrede konuşma yaptı. Babacan'ın satırbaşları şöyle:

"Hazine'nin borcu son iki yılda tam ikiye katladı. Yazık günah değil mi? Bu kadar mı kıymetli bu koltuk? Beka beka diyorlar. Bir kişinin bekası bu. Memleketinin bekasını düşünen iki yılda bu borcu böyle katlamaz.

Ülkemizde maalesef hukukun üstünlüğü yerine bir insanın keyfi kararlarının üstünlüğüne biat ediliyor. İnsan hak ve özgürlükleri her gün çiğneniyor. 

Belediyelere teker teker kayyum atanıyor. Şimdi bir kanun çıkardılar derneklere de kayyum atamanın yolunu açtılar. Utanmasalar bir kanun daha çıkarıp siyasi partilere de bari kayyum atayalım da bitirelim şu muhalefeti diyecekler. Utanmasalar bunu da yapacaklar. 

Kayyumlar ülkesi olduk. Şirketlere kayyum, belediyelere kayyum, derneklere . Burası 84 milyonluk bir ülke. Bu ülke büyük bir ülke. Bu ülkeyi kayyumlarla yönetemezsiniz. Bu ülkeyi yönetmenin yolu bu ülkenin kalbini kazanmaktır. Biz işte bunu yapıyoruz. Kalplerden kalplere köprü inşa ediyoruz.

Halkın iradesini yok sayıyorlar sivil toplum kuruluşlarına baskı kuruyorlar koskoca devlet hukuka sadakat yerine tek bir kişiye sadakat kıstasıyla yönetiliyor. Rant uğruna şehirlerimizi katlediyorlar. Ülkenin doğal kaynaklarını yok ediyorlar koskoca ülkenin dış ilişkilerini bir zamanlar itibarlı olan bir ülkenin Dışişleri Bakanı olmanın gururunu yaşadım. O itibarla ülkenin o itibarlı ülkenin maalesef uluslararası camiada ya da itibarlı güvenini yerle bir ettiler. Bir dış ilişkileri bir kişinin şahsını merkezine alan dürtülerle yönetiyorlar. Ülkemizin dünyadaki itibarini yerlerde süründüremezsiniz 84 milyonluk bu büyük ülke liyakatsız dar bir kadro ve tek bir karar merci ile yönetilemez.

Kurumların itibarsızlaştırıldığı görevlerini yapamaz hale düşürüldü bir dönem yaşıyoruz. İşte böyle bir dönemde tüm bu olanların eli kolu bağlı seyircisi kalmak istemeyen arkadaşlarımla beraber karar aldık. Deva Partisi'ni kurduk. Bu kutlu yolculuğa başladık ardından değerli teşkilat üyesi arkadaşlarımızla il il ilçe ilçe köy köy mahalle mahalle büyüdük. 

Büyük kongremizin öncesinde pek çok ilimize gittim. Sokak sokak dolaştım. Vatandaşlarımızın yaşadıklarını bizzat şahit oldum. Bir ülkenin doğusuna batısına kuzeyinden güneyine gidip sokaklarda rahat rahat dolaşan başka bir partinin genel başkanı yok. Hamdolsun biz gittiğimiz her şehirde başımız dik anlımız açık yürüyoruz çok şükür. Allah utandırmasın. Her şehirde itibarlı güvenilir kadrolar oluşturduk. Ülkemiz için çok önemli bir hizmetin tam başlarındayız.

41 ile gittiğim her ilde farklı sahnelerle karşılaştım. Çok farklı hayat hikayeleri dinledim. Edirne’de paramız artık yetmiyor torunuma bir oyuncak bile alamıyorum diyen emekli vatandaşlarımızı dinledim. Erzurum'da KHK ile işine son verilen genç bir öğretmen kardeşimin sokakta kitap sattığına şahit oldum. Sakarya’da artan maliyetlere güç yetiremeyen çift ikimizin başını iki elinin arasına alıp ne yapacağız nasıl yapacağız dediğini duydum. Siirt’te işsizim dükkanımı kapatmak zorunda kaldım hiçbir şey yerim kalmadı diyen vatandaşlarımızın sesini duydum. Kırşehir’de tam 270 milyon TL’yi bir cezaevinin  inşaatına harcadıklarını gördüm. Diyarbakır’da hukuk fakültesi öğrenci kardeşim yanıma gelip ben hakim olmak istiyorum ama kimliğin de Diyarbakır yazdığı sürece nafile dediğinde bu ayrımcılık hissi karşısında bu adaletsiz mülakat sistemi karşısında boğazım düğümlendi.

Van’da Servet Turgut’un kızlarının acı dolu feryadı karşısında öfkeli yutkundum. Elazığ’da depremden neredeyse bir sene sonra hala konteynırda yaşamak zorunda kalan ve bilgisayar olmadığı için uzaktan eğitime katılamayan sevgili Ayşe kızımızı dinledim. Bilecik’te elektrik faturasını çıkartıp gösteren elektriğim kesildi oğlum dersini takip edemiyor diyen ve oğluyla beraber bir parkta yan yana oturan gözü yaşlı babanın acısına tanık oldum.

Batmanlı bir kardeşimin 1.5 yaşındaki çocuğunun koronavirüs olduğunu ve yoğun bakıma alınması gerekirken yer yok diye yatırılmadığını öğrendiğimde kahroldum.

İşte arkadaşlarım Ankara’ya bu kongremiz öncesinde bütün bu insanların dertleriyle acılarıyla döndük. Birebir duyduğumuz birebir gördüğümüz birebir dinlediğimiz tüm bu insanların dertleri artık bizim derdimizdir. Bütün bu dertlerin çaresi olmak bu ülkenin devası olmak bizim boynumuzun borcudur artık.

Zor zamanlardan geçtiğimizi biliyoruz, ama biz nasıl yürüyeceğimizi biliyoruz. Biz bu ülkenin hangi yoldan gitmesi gerektiğini de iyi biliyoruz. Sevginin saygının eşitliğin adaletin egemen olduğu bir refah devleti için hakikatin yolundan bir an bile ayrılamayacağımızı biliyoruz. Kadrolarımız öyle kadrolar ve hepsinden önemlisi de arkadaşlarım biz bu ülkenin daha iyi bir yönetimi demokrasiyi adaleti ve refahı hak ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu ülkede yaşayan tek bir insanın dahi adaletsizliği yoksulluğu yoksunluğu hak etmediğini inandığımız için biz buradayız.

Biz nerede miyiz arayıp bulmak isteyenlere bir koordinat verelim. Gençlerimiz diyor ya bir konum atalım. Biz borcumuzu ödeyemiyoruz diyen ne yapacağımızı şaşırdık diyen çaresiz esnafın yanındayız. Biz yoksulluğa terk edilen artan maliyetlerle boşan fedakar çiftçimizin yanındayız. Yol çalışmasına rağmen yoksula ve haksızlığa mahkum edilen emeklimizin yanındayız. Çocuklarının yarınlarından kaygı duyan annelerin babaların yanındayız. Her gün adeta ölüm korkusuyla yaşayan çığlığını tüm dünyaya duyurmaya çalışan kadınlarımızın yanındayız.

Etnik veya dini kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğrayan kendisini ikinci sınıf hisseden hor görülen tüm vatandaşlarımızın yanındayız. Senelerce okuyup yazılı sınavlarda yüksek not almasına rağmen mülakatlarda haksızlığa uğrayan gençlerimizin yanındayız.

Yargının beraat kararına rağmen hakkı iade edilmeyen zulme uğrayan binlerce KHK'lının yanındayız. 
Bölüyoruz diye feryat eden zor şartlar altında çalıştırılan sağlık çalışanlarımızın yanındayız. Üretim yapan yatırım yapan ekonomimize can katan ama yaşadığı sorunları ancak çok kısık sesle konuşmak zorunda kalan bir mülküne malına fabrikasına her an el konulma endişesiyle yaşayan sanayicimizin girişimcimizin yanındayız.  Yeni nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için mücadele edenlerin yanındayız. Bizim konumuz budur arkadaşlar koordinatlarımız budur. 

Nerede olduğumuzu görmek isteyenleri işte bu konuma davet ediyoruz kimlerle beraber olduğumuzu merak edenlere vatandaşlarımızın yanına davet ediyoruz. Biz vatandaşlarımızın yanındayız. Konumumuz orası.

Biz demokrasinin tüm dünyada sarsılan itibarı için buradayız. Yanı başımızda medeniyetin beşiği denen yerlerde yaşanılanları görüyoruz. İçimiz parçalanıyor. Biz tüm dünyaya bu ülkede yepyeni bir siyaset filizleniyor diyoruz. Çünkü Deva Partisi insanlık onuruna yakışan yepyeni bir demokrasi hikayesi yazıyor.

Geçmişte yaşanan acıları biz iyi biliyoruz. Bu acıların bir daha asla yaşanmaması için çalışıyoruz. Yeni bir Türkiye yaşayan bir Türkiye için çalışıyoruz. 

Demokrasi kaybedince haksızlıklar büyüyor. Gelir adaletsizliği büyüyor, eşitsizlik büyüyor ama biz bunların daha fazla büyümesini artık izin vermeyeceğiz. Demokrasimizi düştüğü yerden kaldırıp en üst seviyeye taşıyacağız.

Kurumlarımızı güçlü hale getireceğiz. Kuralların işlediği şahsi yaklaşımlardan ve keyfilikten arındırılmış bir sistemi inşa edeceğiz. Biz 150 yıldır büyük mücadeleler verdiğimiz uğruna demokrasimizi ayağa kaldıracağız ve güçlendireceğiz. Bu halkın söke söke aldığı hakları dar bir menfaat şebekesine terk etmeyeceğiz. Hepsini teker teker geri alacağız.

Mevcut iktidara dikkat edin sürekli düşman kesin ilan ediyor. Hep yenen yenilen hikayesi okuyor bazı kesimleri ötekileştiriyor, düşmanlaştırıyor, kutuplaştırıyor. Oysa bu ülkede yaşayan tüm kimlikler bizimdir bizim zenginliğimizdir.

Ülkemizin kaybedecek 1 dakikası dahi yok. Nefesimiz tükenene dek yılmadan durmadan bu yolda demokrasi ve atılım için yürüyeceksiniz. Artık bu kongremizden sonra arkadaşlarım herkes kendi iline ilçesine döndüğünde sokaktaki herkesin derdine kulak kabartacaksınız hepsinden haberdar olacaksınız. Elin sorununu yerinden tespit edeceksiniz en küçük mahallelerin dahi derdiyle hemhal olacaksınız.

Bir baba olarak bir eş olarak aynı zamanda bir evlat bir kardeş olarak yurttaş Ali olarak sizlere seslenmek istiyorum inanın hiçbir hedefimiz imkansız değil. Çünkü biz Türkiye’yiz ve hep öyle kalacağız. Bu toprakların insanı ne badirelerden ne krizlerden ne afetlerden ne savaşlardan çıkarttı bu ülkeyi yine başaracağız el ele, omuz omuza hep birlikte başaracağız. Çünkü Türkiye demokrasiye aşık bir ülkedir. Türkiye’de demokrasi sevdasından bir an bile vazgeçmez, tam demokrasiye kavuşacağı günü hasretle bekleyen büyük bir ülkedir.  

Ben şöyle bir Türkiye’nin yarınlarına bakınca huzur ve kardeşlik içinde bir arada yaşayan bir ülke görüyorum. Komşularıyla barış ve işbirliği içinde zenginleşen çözümün adresi saygın bir Türkiye görüyorum. İşçinin çiftçinin emeklinin sanayicinin girişimcinin yüzünün güldüğü bir Türkiye görüyorum.

Ben Türkiye’nin yarınlarına bakınca adalet görüyorum, insan haklarını görüyorum. Her bir bireyin eşit vatandaşlığını her inancın koşulsuz saygıyla karşılandığını görüyorum. İnsanını seven yaşayan ve yaşatan bir Türkiye görüyorum. Yarınlarını kendi vatanında kuran gençleri görüyorum.

Hayata geriden başlamayan her alanda önde yer alan kadınları görüyorum. Engellilerin sokakta, işte, siyasette engellenmediği bir Türkiye görüyorum. Yarınlara bakınca çocukların eğitim aldığı fırsat eşitliğinin sağlandığı anne babaların huzurla başlarını yastığa koyduğu bir ülke görüyorum.

Gençlere, kadınlara, insan onuruna yaraşır bir istihdam sağlayan bir ülke görüyorum. Verimli topraklarında üretim yapılan tarladan sofradaki çiftçisinin yanında duran bir Türkiye görüyorum esnafın huzur içinde dükkanını açtığı, yarınından endişe duymadığı, ailesini rahatça geçindirebildiği bir Türkiye görüyorum. Şimdi Türkiye’nin önündeki umudu adım adım inşa etmek zamanı. Şimdi Türkiye için demokrasi ve atılım zamanı. Şimdi Türkiye için Deva zamanı."

Babacan’ın konuşmasının ardından Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) seçimlerine geçildi.