Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Milli Dayanışma Kampanyası, eleştiri bombardımanına tutuldu. CHP’li Mahmut Tanal, “Bu kampanya, ‘vatandaş koronavirüs tehdidi geçene kadar hem evine hem devlete bakacak!’ şeklinde özetlenebilir” ifadelerini kullandı.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında “Biz bize yeteriz Türkiyem” diyerek başlattığı ‘Milli Dayanışma Kampanyası’nın, tüm yurttaşlarına asgari düzeyde yaşam olanakları, maddi imkânlar sağlamayı amaçlayan sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmadığını söyledi. Virüs nedeniyle maddi sıkıntıya düşen yurttaş devletten destek beklerken, iktidarın vatandaştan bağış talep ettiğini belirten Tanal, “Dünyada birçok ülke lideri, ‘Bu süreçte kimsenin batmasına izin vermeyeceğiz. Kimse işinden olmayacak. Siz maddi boyutu düşünmeyin, sağlığınıza dikkat edin’ diyerek yurttaşlarına, küçük işletmecilere, şirketlere yönelik devasa teşvik, gerçek manada destek paketleri açıklarken, bizi yönetenler ise ‘Haydi pamuk eller cebe!’ anlayışıyla halktan bağış topluyor. Ev geçindirme derdi yetmiyormuş gibi vatandaşın omuzlarına devlet için para toplama, bağış yapma gibi ağır bir yük daha bindi. Bu kampanya, ‘vatandaş koronavirüs tehdidi geçene kadar hem evine hem devlete bakacak!’ şeklinde özetlenebilir. AKP iktidarında VIP Cuma namazının ardından yoksullara, muhtaçlara verilen zekatın da devlet tarafından toplandığına şahit olduk” dedi.

KAYNAĞIN ADRESİ: AKP İKTİDARINDA KÖŞEYİ DÖNENLERDEN…
Yurttaştan destek bekleyen iktidara kimlerden para toplanacağına, nasıl kaynak bulunacağına ilişkin de Tanal şu ifadeleri kullandı: “17 yıllık AKP iktidarında köşeyi dönenlerden, servetine servet katan yandaş müteahhitlerden, şirketlerden, ihalecilerden, vergi borcu affedilenlerden, yıllarca belediye kaynaklarıyla beslenen vakıf ve derneklerden toplayacakları paralarla büyük bir kaynak oluşturulur. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da vurguladığı gibi hazine garantili köprü, tünel, yol, hastane, havalimanı işletmecilerinden fedakarlık yapmaları istensin. Kanal İstanbul sevdasından vazgeçilerek, lüks makam araçları satılarak, israfa son verilerek geliri kesilenlere, işini kaybedenlere yardımda bulunulsun. Sayın Cumhurbaşkanı, her fırsatta göğsünü gere gere Suriyeliler için 40 milyar TL harcadıklarını dillendiriyor. Suriyelilere para buluyoruz da kendi vatandaşlarımıza mı para bulamıyoruz? Daha geçenlerde Afrika Kalkınma Bankası’na 5 milyar liralık yatırım yapılmasına ilişkin anlaşma Meclis’te kabul edildi. Cumhurbaşkanına da bu payı 26 milyar liraya kadar arttırma yetkisi verildi. Korona salgınıyla savaştığımız bir süreçte Afrika’ya yardımın sırası mıydı? Vatandaşın derdi kendine yeter. Vatandaştan destek beklemesinler. Parayı nasıl toplayacaklarını, kimden para talep edeceklerini onlar gayet iyi biliyor.” 

KAMPANYA'YI LEVENT, YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NA TESLİM EDİN
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koordine edeceği ‘Milli Dayanışma Kampanyası’ kapsamında toplanacak olan bağışla ilgili şeffaflık vurgusuyla birtakım uyarılarda bulunan Tanal, "Toplanan paraların bekletilmeden vatandaşa aktarılması gerekiyor. Şeffaf olsunlar. Hayra şaibe bulaştırılmasın. Önerim, bu sefer tartışma yaşanmaması, bağışın doğrudan mağdurlara, halka ulaşması için Milli Dayanışma Kampanyası’nı belediye başkanlarımız Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve sanatçı Haluk Levent koordine etsin. Bakan bu sefer kenara çekilsin” dedi.