CHP’li Mahmut Tanal, 24. Dönem’den bu yana gündeme getirdiği Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idama götüren kanunun yürürlükten kaldırılmasına ilişkin teklifin yanı sıra, Meclis’e ayrıca Üç Fidan’ın isimlerinin kamusal alana verilmesi amacıyla kanun teklifi sundu.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, 6 Mayıs 1972 yılında sabaha karşı idam edilen 68 Kuşağı’nın gençlik liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’la ilgili iki ayrı kanun teklifi hazırladı.

Tanal, 24. Dönem’den bu yana Meclis gündemine getirdiği "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun”nun Yürürlükten Kaldırılması’na İlişkin Kanun Teklifi’nin yanı sıra, TBMM Başkanlığı’na ayrıca Üç Fidan’ın isimlerinin uygun görülecek kamusal alanlara verilmesi amacıyla bir kanun teklifi sundu.

MÜCADELELERİ NESİLDEN NESİLE AKTARILACAK
CHP’li Tanal’ın imzasını taşıyan, Deniz Gezmiş ile arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın isimlerinin kamusal alanlara verilmesini öngören kanun teklifinin gerekçesinde, Denizler’in zaten var olan itibarlarının hukuki olarak da tescil edilmesinin amaçlandığı vurgulandı. Söz konusu düzenlemenin hayata geçirilmesiyle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ‘Tam Bağımsız Türkiye’ için canları pahasına verdikleri mücadelenin nesilden nesile aktarılacağı ve isimlerinin devamlı telaffuz edilerek ölümsüzleşeceği vurgulandı. Gerekçede, hukuksuz idam cezalarının infazının toplumsal vicdanda yarattığı tahribatın bir nebze olsun giderilmesinin amaçlandığı kaydedildi.

ECEVİT’İ 'NE VİCDANI?' DİYE SUSTURMAK İSTEDİLER
Hazırladığı kanun teklifleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP’li Vekil Mahmut Tanal, Meclis’e ortak olduğu 48 yıllık utançla yüzleşme fırsatı sunduğunu belirterek, “İdam fiilinin yerine getirilmesinde TBMM’nin de payı var. Merhum Bülent Ecevit, Denizler’in idam cezalarının infazına ilişkin kanun teklifine şiddetle karşı çıkıp, milletvekillerini vicdan muhasebesi yapmaya davet ederken “Ne vicdanı?” sesleriyle susturulmak istendi. O günkü Meclis ne Genel Başkanımız İsmet İnönü’yü ne de halefi Bülent Ecevit’i dinledi. Eller idama kalktı. Şimdi Meclis, bu utancı ve vebali bir nebze olsun hafifletmek adına ‘Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun’u yürürlükten kaldırmalı. Aynı zamanda Üç Fidan’ın isimleri kamusal alana verilmelidir. Benim gönlümden geçen; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın isimlerinin kendileriyle özdeşleşen mekanlara verilmesidir. Tekliflerimiz bu sefer tozlu raflara kaldırılmamalıdır” dedi.

DİĞER ÜLKELERDE YÖNETİCİ OLDULAR BİZDE İDAM EDİLDİLER
Denizler’in yargılandığı davanın, idam kararının adil ve hukuki olmadığının bugün herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu vurgulayan Tanal, “68 hareketi, demokrasiyi özümsemiş ülkelerde hoşgörüyle karşılandı. Gençlik hareketi liderleri bakanlık koltuğuna oturdu, ülke yönetiminde söz sahibi oldu. Biz de ise 68 Kuşağı’nın temsilcilerinin düşünceleri, idealleri, hayalleri tehdit olarak görüldü. İşkenceye tabi tutuldular, idam sehpasına çıkarıldılar, katledildiler. Anayasa’ya sahip çıkan, Anayasa’nın ihlal edilmemesini talep eden Deniz Gezmiş ve arkadaşları, ‘Anayasal düzeni zorla değiştirme’ suçlamasıyla idam edildi. Konjonktürel hareket edildi. Oysa Denizler kimsenin burnunu dahi kanatmadı. Tam Bağımsız Türkiye idealiyle yola çıktılar. Ülkenin emperyalizme teslim edilmemesi istediler. Sömürgeciliğe karşı çıktılar. Vicdansızların cüzdansızları ezmemesinin, emek sömürüsü yapılmamasının mücadelesini verdiler. Tek suçları herkesin eşit ve özgür yaşadığı bir Türkiye istemeleriydi” diye konuştu.