CHP'li Bayraktutan, 'Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana ülkemiz adına birbirinden değerli başarılara imza atmış Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'nin ne zaman yeniden açılacağını Sağlık Bakanlığı'na sordu.
27 Haziran 1928 tarihinde Ankara’da aşı ve serum yapımı ile referans merkezi olarak kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 663 sayılı kararname ile kapatıldığını hatırlatan Bayraktutan, açık olduğu süre zarfında kurumda gerçekleştirilen ilkleri şöyle sıraladı:
1931: Ağız yoluyla uygulanan BCG Aşısı üretimi.
1932: Serum üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi sonucu, dışarıdan serum ithali durduruldu.
1933: Simple Metodu ile kuduz aşısı üretimi.
1934: İstanbul Aşıhanesi'nin enstitü bünyesine nakli ve çiçek aşısı üretimi ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi.
1942: Tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi.
1948: Boğmaca aşısı üretimi. İnfluenza virüsü, New-Castle virüsü ve tavuk vebası üzerine araştırmaların başlaması.
1950: İnfluenza Laboratuvarı'nın Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanınması, influenza aşısı üretimi.
1958: Frenginin modern yöntemlerle teşhisi.
1965: Kuru çiçek aşısı üretimi.
1970: Fibrinojen, albumin ve gamma globulin üretimi.
1983: Kuru BCG aşısı üretimi.
1987: AIDS Araştırma ve Doğrulama Merkezi'nin açılması.
1992: Kan ürünlerinin viral inaktivasyonu.
YENİDEN AÇILMALI
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün bağımsız olarak yeniden açılması gerektiğine dikkat çeken CHP'li Bayraktutan konuyla ilgili olarak şunları vurguladı:
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi, ülkemizin bulaşıcı hastalıklarla mücadelesinde aşı ve serum üreterek, tıbbi tahlil laboratuvarlarının geliştirilmesiyle hastaların teşhis ve tedavisine destek olarak, ilaç kontrol laboratuvarları ile standartlara uygun ilaç üretimini teşvik ederek, analitik toksikoloji laboratuvarlarının ve zehir danışma merkezinin oluşturulmasıyla halk sağlığının korunmasına önemli katkıda bulunmuştur.
Bağımsız bir kurumsal yapı ve donanıma sahip bir kurumun olmaması sebebiyle Türkiye’nin aşı üretimi noktasında geride kaldığı ve yurtdışında geliştirilip satışa sunulacak aşıları beklemeye mahkûm edildiği haberleri görsel ve yazılı basında geniş yer bulmuştur.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında başarıyla uygulandığı gibi toplum sağlığının korunmasına katkı sunabilmek adına; bulaşıcı hastalıklara karşı tedavi, aşı, serum, plazma üretimi gibi faaliyetlerin, kurumsal hafıza ışığında tek merkezden yönetilmesi ve toplum sağlığının korunmasına katkı sunabilmek adına yeniden bağımsız yapısına kavuşturularak Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin yeniden açılması gerekmektedir.
Konuyu bir soru önergesi ile de Meclis gündemine taşıyan Bayraktutan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya şu soruları yöneltti:
1- Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana ülkemiz adına birbirinden değerli başarılara imza atmış Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin kapatılma gerekçeleri nelerdir?
2- Ülkemizde Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin ikamesi olarak aynı kalifiyede faaliyet yürüten başka bir kurum var mıdır?
3- Ülkemiz genelinde Covid-19 salgınıyla mücadele noktasında aşı geliştirme çalışmaları hangi aşamadadır?
4- Covid-19 salgını sürecinde büyük önem kazanan virüs ve bakteri aşısı üretimi noktasında ülkemizin geride kaldığı yönündeki iddialar doğru mudur?
5- Salgınla mücadele aşamasında her geçen günün önemi dikkate alınarak; bağımsız yapısına kavuşturulmak suretiyle Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi ne zaman yeniden açılacaktır? Bir takvim açıklar mısınız?