Askeri casusluk’ iddiasıyla dört gündür gözaltında tutulan OdaTv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile TELE1 Ankara Haber Temsilcisi İsmail Dükel’in dün gece yarısı adliyede sorguya alınması ve ardından gazeteci Müyesser Yıldız’ın tutuklanması Meclis’te de tartışma konusu oldu. TBMM Genel Kurulu’nda Rekabet Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifinin görüşmeleri sırasında söz alan CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, yaşananlara “Eski FETÖ taktikleriyle yeni kumpaslarda gazetecileri zindana koymak demokrasi ve hukuk ayıbıdır! Bir gazetecinin özgürlüğünü yitirmesi, hepimizin, 83 milyonun özgürlüğünü yitirmesidir. Halkın haber alma hakkı için haber yapan gazeteciler derhal özgür kalmalıdır” sözleriyle tepki gösterdi.

Odatv Ankara Haber Müdürü Müyyesser Yıldız ile TELE1 Ankara Haber Temsilcisi İsmail Dükel 4 günlük gözaltı süresinin ardından, dün gece yarısı sorguya alındı. İsmail Dükel sorgusunun ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Müyesser Yıldız tutuklandı. CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, aynı saatlerde Meclis TBMM Genel Kurul’da görüşmeleri yapılan Rekabet Kanunu’nda söz alarak, yaşananlara tepki gösterdi. 

Çakırözer gazetecilerin gece yarısı adliye koridorlarında beklerken paylaşılan fotoğrafını Meclis kürsüsünde göstererek, “ Kanunun gerekçesinde Avrupa Birliğiyle uyumlu rekabet hukuku getireceğiz diyorsunuz. Burada size yanımdaki bir resmi göstereceğim. Ankara Adliyesi’nde hâkim sorgusu altındaki 2 gazetecinin fotoğrafı. Şu anda biz burada ‘Avrupa Birliğine yaklaşacağız’ derken 2 gazeteci sadece kendilerini arayanlarla konuştukları için önce sabah baskınlarıyla evlerinden gözaltına alındılar, dört gün gözaltında tutuldular, gece yarısı hakim karşısına çıkarıldılar. Şimdi biri tutuklu. Halk iradesiyle seçilmiş, aralarında İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu'nun da bulunduğu parlamenterlerin milletvekillikleri düşürülüp cezaevine yollanıyor. Televizyonlar, gazeteler, haber siteleri sansürle, ambargoyla susturuluyor. Hepimizin haber alma hakkımızın güvencesi olan gazeteciler cezaevlerinde yıllarca tutuluyorsa biz burada hangi kanunu çıkarırsak çıkaralım, ne konuşursak konuşalım hiçbir anlamı yoktur. Avrupa Birliği’ne bir milim dahi yaklaşamayız” dedi

'Gazetecinin haber kaynaklarıyla konuşması asla suç değildir'

 Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve Tele1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel’in savcılık ifadesi sonrasında askerî casusluk suçlamasının düştüğünü ve gizli bilgilerin açıklanması suçlamasıyla hâkim karşısına çıktıklarını belirten Çakırözer, “İddialardan anlıyoruz ki birisi onları aramış. Gazeteci herkesi arar, herkesle de konuşur. Haberini ancak böyle yapabilir. Aramıyorsa, konuşmuyorsa işini eksik yapıyor demektir. Gazetecinin haber kaynaklarıyla konuşması asla suç değildir. Bu yaşananlar  bırakın Avrupa'ya yakınlaştırmayı mevcut konumumuzdan daha da geri götürmekte. İşte bu nedenle Türkiye basın özgürlüğünde dünya sonuncusu, işte bu nedenle hukukun üstünlüğünde dünya sonuncusu” dedi. 

'Eski FETÖ taktikleriyle cezalandırmaktan vazgeçin'
Çakırözer, “Eğer ille de bir yerde casusluk arayacaksanız o zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin kozmik odasına girenlere ve onların siyasi destekçilerine bakacaksınız” diyerek, haberden terör, gazetecilerden terörist üretilmesinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.  Çakırözer, “Eski FETÖ taktikleriyle uydurma yeni davalar yaratarak gazetecileri zindanlara atmaktan vazgeçin” diye konuştu. 

'Gazeteciler gerçekleri anlatmaya devam edecek'
Üç ayı aşkın süredir cezaevinde tutulan gazetecilerin durumunu hatırlatan Çakırözer, şöyle konuştu:

“Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu Ergenekon kumpaslarında aylarca Silivri'de yatırıldılar. Şimdi üç aydır yine aynı zindandalar Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser'le birlikte. Müyesser Yıldız bir yıl haksız hukuksuz yatırıldı. Ergenekon kumpaslarında, bugün yine tutuklanması isteniyor. Oda TV on yıl sonra yine hedefte. Gerçek habercilik yapan Tele1, Halk TV sürekli hedefte. Yaptığımız yargı reformlarına rağmen Cumhuriyet'e, Sözcü'ye, Birgün'e, Evrensel'e ve yüzlerce gazeteciye yönelik sindirme, yıldırma, korkutma davaları sürmekte ama ne yaparsanız yapın, ne kadar korkutmaya, sindirmeye çalışırsanız çalışın Müyesserler, İsmailler, Barışlar yine haber yapmaya, yine bu halka gerçekleri anlatmaya devam edecek.”

'Medyanın yüzde 95'i saray etkisinde'
Tüm gazeteleri sadece tek bir şirketin dağıtıyor olmasının bile  haber alma hakkı için tehdit unsuru olduğunu söyleyen Çakırözer, “Bir yandan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Biz, daha özgür, daha çoğulcu bir Türkiye, tüm fikirlerin temsil edildiği bir basın arzuluyoruz’ diyor, diğer yandan medyanın yüzde 95'i saray etkisinde yönetilmekte.  Bu ülkede basın özgürlüğünü, medyada hür rekabet ortamını sağlayamadığımız sürece hangi kanunu çıkarırsak çıkaralım ne rekabet hukukunu sağlayabiliriz ne Avrupa standartlarını yakalayabiliriz. Çözüm gazeteciyi, siyasetçiyi cezaevine koymaktan vazgeçmekte, çözüm medyada tekelleşmeyi önlemekten geçmektedir. Bir gazetecinin özgürlüğünü yitirmesi, hepimizin, 83 milyonun özgürlüğünü yitirmesidir” dedi. 

'Tekelleşme basın özgürlüğüne engel'
Türkiye’de basın özgürlüğünün önündeki temel engellerden birinin de medyada rekabetin adım adım yok edilmesi olduğunu vurgulayan Çakırözer,  halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü için medyada tekelleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini de söyledi.