Ekonomist Murat Muratoğlu, Türkiye'de ekonominin 'bitik' durumda olduğunu, hükümetin bu yüzden sokağa çıkma yasağı ilan edemediğini yazdı.

"Senin dükkanının kapalı olması, ücretsiz izinli olarak eve gönderilmen, işsiz olman veya kullanıp kullanmaman kimin umrunda?" diye soran Muratoğlu, "Niye “Biz bize yeteriz” diyorlar biliyor musunuz? Yabancılar anasının gözü… Bu olacakları birkaç yıl önce gördü. Başkanlık sistemi ile ülkenin yönetilemeyeceğini anladı. Tası tarağı toparladı. Zengin kalkışı yaptı. Ülkeden kaçtı." ifadelerini kullandı.

Murat Muratoğlu'nun söylediği sözler;

Hani 3 ay süreyle elektrik ve doğalgaz faturaları için sayaç okuması yapılmayacak, abonelere geçmiş tüketim ortalamalarına göre fatura gönderilecek ya… Buna şaşırıyorlar. Ben de şaşıranlara şaşırıyorum! Bakın bir kez daha anlatıyorum. Ülke ekonomisi bitik durumda… Senin dükkanının kapalı olması, ücretsiz izinli olarak eve gönderilmen, işsiz olman veya kullanıp kullanmaman kimin umrunda? Diğer ülkeler vatandaşlarının cebine nakit para koyarken, biz kendimize yardım etmek için devlete para veriyoruz. Sonra devlet, bizim ona verdiğimiz parayı bize geri verip yardım ediyor. Seviniyoruz!

Soruyorsunuz; “Neden sokağa çıkma yasağı ilan edilemiyor?” Edemezler! Devletin vatandaşına bakacak parası yok. Yıllarca “İyi gidiyoruz” diye size masal anlattılar. Uyanmayın diye beşiğinizi bile sallarlar.

Bakın, bütçe kevgire döndü. Kamu mali disiplini diye bir şey kalmadı. İş çığırından çıktı.

İşsizlik Fonu paralarını Hazine'ye borç olarak verdiler. Hazine'den o paraları alıp çatır çatır harcadılar. Yandaşlarına aktardılar!

Şimdi para lazım olunca, borcu geri ödeyecek para da kalmayınca matbaayı çalıştırdılar, basmaya başladılar.

Gizli de değil, bunu resmen açıkladılar. Para basmanın teknik ayrıntılarına hiç girmeyeyim, direkt sonucunu söyleyeyim: Fakirleştirir!

Niye “Biz bize yeteriz” diyorlar biliyor musunuz? Yabancılar anasının gözü… Bu olacakları birkaç yıl önce gördü.

Başkanlık sistemi ile ülkenin yönetilemeyeceğini anladı. Tası tarağı toparladı. Zengin kalkışı yaptı. Ülkeden kaçtı.

Böyle bir ortamda elektrik faturalarının erteleneceğine inanmak için hayli saf olmak gerekir. Peki neden? Şöyle anlatayım; Türkiye hızlı büyüyecek, fabrikalar kurulacak zannıyla büyük enerji açığımızın olacağı hesaplandı. Ülkede çiğ köfteci gibi elektrik santralleri kuruldu.

Neredeyse her holding, bütün büyük inşaat şirketleri bu işe girdi. Enerji sektörünün yüzde 85'i özel sektöre geçti. Geçerken ballı pasta zannedildi. Yandaşlar ihalelerin çoğunu kaptı. Son pişmanlık faydasızdı!

İhtiyacın çok üzerinde yatırım yapıldı. Dünyada enerji fiyatları da yarı yarıya ucuzlayınca zararlar büyüdü. Keza dağıtıcılar. Milyarlarca dolara aldıkları ihalelerin paralarını çıkartamadılar.

Yaklaşık 30 milyar dolarlık teşvik verildi. Az buz değil, 95 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Krediler hep döviz cinsinden alındı. Dolar arttı, gelirler artmadı. Şirketler battı!

Vatandaş da bu işten nasibini aldı. Düzenli olarak yapılan zamlar, getirilen ekstra vergiler… Hiç biri milleti fakirleştirmekten başka işe yaramadı.

Geçmediğiniz köprünün, kullanmadığınız yolun, yanaşmadığınız limanın paraları maaşlarınızdan kesilen vergilerinizle ödeniyor. Görmüyorsunuz diye gıkınız çıkmıyor!

Şimdi cebinizden verirken mi canınız acıyor? Acı iyidir,  insana yaşadığını hissettirir!