İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'ne 231.5 milyar liralık 2024 bütçesini takdim etti. Göreve başladığından bu yana maruz kaldıkları engel ve ekonomik krize değinerek ikinci dönem için önemli bilgiler verdi.
Saraçhane binasında yapılan İBB Meclis kasım ayı oturumunda İBB Ekrem İmamoğlu 2024 yılı yatırım ve hizmet bütçesini takdim etti. sözcü.com yazarı Özlem Güvemli'nin aktardıklarına göre, bütçe 231 milyar 500 milyon TL olarak belirlendi. Bütçenin 20 milyar TL'si iç ve dış borçlanma ile denkleştirilecek. Toplam konsolide bütçesi ise 516 milyar TL.
İmamoğlu İBB bütçesi hakkında:
“2024 yılı bütçesi, Türk Lirası olarak neredeyse geride bıraktığımız 5 yılın toplam bütçesi büyüklüğünde bir bütçedir. İkinci dönemimizin ilk yılı olan 2024 yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçemiz özetle şöyledir; toplam bütçe gelirlerimizi 178 milyar 500 milyon lira, toplam bütçe giderlerimizi ise 213 milyar 500 milyon lira olarak tasarladık.
Dolayısıyla 2024 yılında hizmet ve yatırımlarımız için 35 milyar lira finansmana ihtiyaç duyacağımızı öngörüyoruz. Bunun 15 milyar lirasını nakit ve Eurobond mevcudumuzdan karşılayacağız. 20 milyar lirasını ise borçlanmayla finanse etmeyi planlıyoruz.
İSKİ ve İETT dahil 2024 yılı konsolide bütçemiz 294 milyar lira. İştirak şirketlerimizin 2024 yılı bütçesi ise 222 milyar lira olacak. Dolayısıyla toplam konsolide bütçemiz 516 milyar liraya ulaşacak. 2024 yılında iştiraklerimiz dahil yatırıma 145 milyar lira ayırdık.
Böylece Türkiye'de yerel yönetimler eliyle yapılacak bütün yatırımların dörtte birini tek başımıza İstanbul olarak yine biz yapacağız.” şeklinde açıklamada bulundu.
“25 Yılın Ortalamasının 4 Katından Daha Fazla Metro Hattını Her Yıl İstanbul'a Kazandırdık”
Metro yapım hızına dikkat çeken İmamoğlu, 4,5 yılda İstanbul ve Türkiye tarihinde rekor kırıldığını söyleyerek:
“Göreve geldiğimiz günden bu yana, toplam 47,3 km metro hattının yapımını tamamladık. 2024 Mart sonuna kadar; Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattının Çekmeköy-Samandıra arasındaki 6,5 km kısmını ve Ataköy-İkitelli Metro hattının Bahariye-Ataköy arasındaki 11,3 km kısmını da tamamlayacağız.
Böylece toplam 17,8 km yeni metro hattını 2024 Mart sonuna kadar hizmete açacağız. Dolayısıyla ilk dönemimizde 65,1 km uzunluğunda raylı sistem hattının inşasını tamamlayarak hizmete açmış oluyoruz.
Bu da yıllık ortalama 13 km'ye tekabül ediyor. Gururla ifade ediyorum ki, bizden önceki 25 yılın ortalamasının 4 katından daha fazla metro hattını her yıl İstanbul'a kazandırdık.” dedi.
2. Dönem Projelerine Değindi
2024 yılında bütçenin yüzde 55'ini raylı sistemlere ayırdıklarını belirterek metrolara 33 milyar 338 milyon lira kaynak alındığını belirtti.
Vizyon Projeleri
İkinci dönemde başlayacak olan vizyon projelerini şu şekilde anlattı:
“Yeni nesil, ekspres metro olarak tasarladığımız HIZRAY, 74.5 km uzunluğunda olacak ve tümü yeraltı olmak üzere 13 istasyondan oluşacak. Beylikdüzü'nden Sabiha Gökçen Havalimanı'na 55 dakika gibi bir sürede ulaşım sağlayarak, günde ortalama 1.5 milyon, yılda yaklaşık 550 milyon yolcu taşıyacak. HIZRAY'ın proje çalışmalarını tamamladık; ihale hazırlık çalışmaları ve finansman görüşmelerini sürdürüyoruz”
“Cumhurbaşkanı İmza Atmadığından Finansman Kullanımı Gerçekleşmiyor”
Projedeki Sefaköy-Beylikdüzü metro istasyonunu anlatırken:
“Bu proje; Büyükçekmece, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Küçükçekmece ve Bakırköy ilçelerimizden geçecek ve yaklaşık 4 milyona yakın hemşerimizin kent içi hareketliliğini ve hayat kalitesini artıracak.
Hattın ivedilikle yapımına başlanması amacıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Yeşil Şehir Aksiyon Planı mutabakatı imzalayarak, ön protokol ile dış finansman temin sürecini harekete geçirdik. 2022 ve 2023 yılları Kamu Yatırım Programlarına alınması için 3 kere Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına başvuruda bulunduk.
Ancak Cumhurbaşkanlığından tek bir imza alamadığımızdan dış finansman kullanımı için gerekli olan süreç tamamlanamıyor. Kamu Yatırım Programına alınmamış olmasına rağmen, biz Sefaköy-Beylikdüzü hattının fizibilite ve projelendirme çalışmalarını tamamlayarak süreci ilerletiyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına bir kez de burada sizlerin huzurunda seslenerek; verilecek onayın, İstanbul'a ve İstanbulluya yapılacak bu büyük hizmetin bir parçası olmak anlamına geleceğini ısrarla tekrarlıyor ve önümüzün açılmasını diliyorum.” dedi.
Değişen Metrobüs Sistemi
Metrobüs sistemini değiştireceklerini açıklayan İmamoğlu:
“İstanbul'un önemli bir yükünü sırtlanan, ancak gerek karbon salınımı gerekse sağladığı kapasite, konfor ve güvenlik seviyesiyle yetersiz olan metrobüs sistemini dönüştüreceğiz. Kısa vadede vatandaşlarımızı rahatlatmak için metrobüs sayısını artırmak istedik. 2015'ten itibaren metrobüs alımı yapılmamıştı.
Ancak bununla ilgili bulduğumuz finansmanı kullanabilmemiz için gerekli izin yaklaşık 3 yıldır Cumhurbaşkanlığı'nda imza bekliyor. Biz bu engellemeye rağmen durmadık ve öz kaynaklarımızla 252 yeni, yüksek kapasiteli metrobüsün alımını gerçekleştirdik.
İlave olarak, sözleşmesini imzaladığımız 12 metre uzunluğundaki 150 solo otobüsü Ocak ayından itibaren hizmete alacağız. Ancak bunu yeterli bulmuyoruz. Bu sistemi tamamen dönüştüreceğiz.
Yüzde 100 elektrikle çalışan, sıfır emisyon değerine sahip, konfor standartları bakımından metro ile eşdeğerde olan, güvenlik anlamında ise insani hata faktörünü devreden çıkararak otomatik rota takibi yapabilen yeni sistemi çok yakında İstanbul'a tanıtacağız.” dedi.
Gelebilecek Olan Depreme Hazırlık
İmamoğlu, gelebilecek olan depreme önlem almak için hazırlanıldığını söyleyerek:
“4 yıl içerisinde 91 adet nazım imar planını güncelledik, 57 bölgede de halen çalışmalarımız devam ediyor. Birçok bölgede 40-50 yıldır bekledikleri tapularına kavuştular; depreme dayanıklı yapılaşma süreçlerini başlattılar.
2019 yılından beri hızlı tarama ile bina inceleme yöntemini kullanarak bina bazında risk tespitleri yapıyoruz ve bu kapsamda 110 bin binayı ziyaret ettik. Çoğu 6 Şubat depremi sonrası olmak üzere 160 bin yeni başvuru aldık.
Ve bunlardan 35 bin binada taramalar yaptık. Hızlı tarama ile yaptığımız incelemelerde İstanbul genelinde 318 binada deprem güvenliğinin hemen hemen hiç olmadığını belirledik ve bu binaların tahliye ve yıkım işlemlerini başlattık.
İkinci etapta yer alan bin 238 bina için meclis kararımızı aldık ve halen saha çalışmalarını yapıyoruz. Şimdiye kadar 132 binada resmi işlemler başlattık, yıkım süreçlerini yönetiyoruz. 132 binanın süreci tamamlandığında bin 400 aile tahliye edilmiş olacak.
Yıkımı tamamlanan binalarda ve E Sınıfı olarak tespit ettiğimiz tüm riskli yapılarda hem mülk sahiplerine hem de kiracılarına aylık 4.500 lira kira desteği veriyoruz. 8 ilçemizde başlattığımız mikro bölgeleme çalışmalarına, 60 milyon lira bütçe ayırdık.
Deprem alanındaki çalışmalarımız için 2024 bütçesinde 10 milyar 623 milyon lira kaynak ayırdık. İstanbul'a kazandırdığımız yeni binalarla da şehrimizin depreme dirençli yapı stoğunu güçlendiriyoruz.” şeklinde ekledi.
“Zor Koşullara Karşı Başardık”
4,5 yılda yaptığı çalışmaları özetleyen İmamoğlu, Tüm bunları hangi koşullarda başardığımıza da değinmek istiyorum” diyerek tespitlerini dile getirdi:
“Göreve geldiğimizden beri uygulanan engellemeleri, hak ve mülklerimize el koymaları, önümüze her gün çıkarılan bir başka orantısız vesayet bariyerlerini, her birimize, her bir şirketimize gönderilen ve eşi tarihimizde görülmemiş sayıdaki teftişleri saymıyorum… Mesnetsiz suçlamaları, çalışanlara terörist yakıştırmalarını, hakkımda verilen siyasi kararları buradan hatırlatmak isterim. Bizim elimizde olmayan ekonomik parametrelerden kaynaklanan zorlukları özetlemek istiyorum” dedi.
Sağlıklı Büyüyen, İstikrarlı Bir Ülke Ekonomisine Sahip Değiliz
İmamoğlu ekonomik tabloyu şu şekilde özetledi:
“Eğer sağlıklı büyüyen, istikrarlı bir ülke ekonomisine sahip olsaydık, biz bu mega şehri, güzel İstanbul'umuzu kat be kat daha fazla şahlandırırdık. 2018'den beri içinde çalkalandığımız kur krizi ve bu tarihten itibaren tekrarlanan basiretsizliklerle her gün artan ekonomik kriz, hayatın her alanında olduğu gibi belediyemizin maliyetlerini de çok dramatik biçimde artırdı.
Geride bıraktığımız 5 yıl gibi kısa bir sürede tüm mal ve hizmetlerin fiyatları öyle astronomik oranlarda arttı ki, gelişmiş ekonomilerin bir yılda yaşadığı enflasyonu biz bazen haftada yaşıyoruz.
Şimdi dünyada enflasyon düşüş trendine girmişken bizde artmaya devam ediyor. Eskiden “3 ay sonra tamam, önümüzdeki yılın ortasında düşecek” denilen enflasyon resmi raporlarda ve söylemlerde bile “2026'da düşecek” diye değiştirildi. Mızrak çuvala sığmıyor. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye'miz derin ekonomik krizle boğuşuyor.
Görülmemiş bir enflasyon fırtınası, fiyatların her gün bir önceki güne kıyasla artıyor olması, kaçınılmaz olarak bizim bütçemizi de olumsuz etkiliyor. Tüm hizmetlerimizin ve yatırımlarımızın maliyetinin kat be kat arttığı bu süreçte, yatırımlarımızı öz kaynaklarımızla finanse etmenin yanı sıra doğru borç yönetimi yaparak 4. 5 yılda 7.8 milyar lira iç kredi kullandık. Bunun karşılığında 11.1 milyar lira iç borç geri ödedik.
Bu süre zarfında düşük faizli kredi veren kamu bankaları ve İller Bankasına sayısız başvuru yapmamıza karşın hiçbirine olumlu yanıt alamadık. Aldığımız kredi sıfır.
Metro inşaatlarına 1.5 milyar Euro nakit ödeme yapmanın yanı sıra önceki dönem alınan kredilere için de 1 milyar Euro dış borç ödemesi gerçekleştirdik. 2019 Haziran'ından bu yana bugünkü kurlarla 79 milyar lira dış borcu geri ödedik.
Bununla birlikte hükümet kendi yaparak bize devrettiği metrolar karşılığında 4.2 milyar lirası son 9 ayda olmak üzere, toplam 4.5 milyar lirayı bizden tahsil etti. Tam da bu noktada çok önemli bir hususu daha dikkatinize sunmam gerekiyor. Göreve geldiğimiz 2019 Haziranından bu yana, tam olarak 62 milyar lira kur farkına maruz kaldık.
Yani 2019 Haziranından bu yana bugünkü kurlarla 79 milyar lira toplam borç geri ödemesi yapmamıza karşın, kur artışından kaynaklı 62 milyar liralık ilave maliyete maruz kaldık. Yani neredeyse ödediğimiz borç tutarı kadar bir kur maliyeti bindi sırtımıza.
Üzülerek söylüyorum ki ekonominin bu denli yanlış yönetilmesi sebebi ile uğradığımız bu kur zararı ile bugünkü kurla hesaplansa dahi 45 km daha metro hattı yapılabilirdi. Bu, sırf kur artışının bize yüklediği maliyet. Bu maliyet İstanbullunun sırtını yük olmuştur.
Bir de enflasyonun yarattığı fiyat artışından kaynaklanan ilave maliyetler var. Girdi maliyetlerimizde, işçilik maliyetlerimizde, yapım maliyetlerimizde nereden baksanız 4-5 kat artış oldu. Ancak bu anormal seviyedeki kur ve fiyat artışlarına rağmen, akılcı ve basiretli finansal yönetim sergileyerek, İstanbul'un her yanında ciddi ve büyük yatırımlar ve açılışlar yapmaya devam ediyoruz.
Üstelik bunu görev süremiz esnasında merkezi hükümetin 2 tasfiye kararnamesi çıkararak kamu müteahhitlerine fesih hakkı vermesine rağmen başardık. İhalelerin yükleniciler tarafından tek taraflı iptal edilebildiği, makro ekonomik belirsizlikler sebebiyle onlarca ihalenin yaklaşık maliyet oluşturulamaması sebebiyle iptal edildiği bir dönemde başardık.
Haziran 2019 tarihinde devraldığımız tüm borçların iç kredi, dış kredi, kamu kurumlarımıza ve yüklenicilere olan tüm borçların toplam tutarı 4 milyar 57 milyon Euroydu. Bugün itibariyle ise iç, dış, kurum ve yüklenicilere olan tüm borçlarımız toplam 3,4 milyar Euro.
Devlet bankalarının tek kuruş kredi vermeye yanaşmadığı ve her geçen gün yeni bir engelin çıkarıldığı bu dönemde yaptığımız yüzlerce yatırım ve atılıma rağmen, döviz cinsinden hesaplayarak reel rakamlarla bakacak olursak, belediyemizin borçlarını azalttık.
Üstelik de ülke yönetiminde ısrar edilen akıl dışı ekonomi politikalarının sonucunda, girdi ve üretim maliyetlerimiz kat be kat arttığı halde belediye yönetiminde finansal sürdürülebilirliği başardık.
Bütçe kullanırken yatırım kararlarımızı fayda-maliyet analizine dayandırarak, kamusal faydası yüksek yatırımlara önem ve öncelik verdik. İsrafa, ihmale ve iltimasa izin vermedik. Her aşamada bütçe disiplinine sadık kaldık, bütçemize bereket kazandırdık.
Bu vesileyle sevgili İstanbullulara, ikinci dönemimizde de aynı prensipler ışığında, aynı disiplin ve motivasyonla yatırım ve hizmetlerimize devam edeceğimize söz veriyorum.
4,5 yıl süren ilk dönemimizde başardığımız tüm işler, bu bereket ve motivasyonun sonucudur.
İkinci dönemde tam yol ileri diyerek, bu millete ve benzersiz şehre hizmet etmeye devam edeceğiz.”