Sözcü gazetesi yazarı, bugünkü köşe yazısında CHP'li belediye başkanlarının iktidar baskısında dahi iyi bir belediyecelik örneği sergilediklerini yazdı.
"CHP 30 Haziran 2019 seçimlerinde gerçekten büyük iş başardı. Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya gibi büyükşehirleri iktidar partisinin elinden aldı" diyen Çölaşan, "İktidar bu büyük kentleri kaybetmeyi asla hazmedemedi" ifadelerini kullandı.
Çölaşan, "Bu devirde CHP'li başkan olmak zor iş! Ama üstesinden geliyorlar. Helal olsun" dedi.
Çölaşan yazısında şunları kaydetti:
Ankara'da yaşadığım için somut olarak gözlemliyorum…
Mansur Yavaş çok iyi gidiyor.
İstanbul'da İmamoğlu mücadeleci bir adam. Mücadelesini sesli olarak yapıyor ama Yavaş öyle değil.
Sessiz ve derinden gidiyor, çok olumlu işlere imza atıyor.
Doğrusunu isterseniz öteki CHP'li belediyelerde neler olup bittiğini iyi bilemiyorum. Ama medyadan izlediğim kadarıyla onlar da iyi gidiyor ve hepsinin üzerinde büyük baskı var.
Şu husus çok önemli:
Halkımız CHP'li belediyeleri sevdi ve onlara güvendi.
İçlerinde örneğin Eskişehir'deki Yılmaz Büyükerşen var ki, taaa 1999'dan beri Büyükşehir Belediye Başkanı ve halkın sevgilisi.
Bu CHP'li başkanlardan birinin bile bugüne kadar herhangi bir usulsüzlüğü, yolsuzluğu ortaya çıkmadı.
Hem de Allah'ın her günü iktidar kesiminden gönderilen müfettişlerin denetimi ve baskısı altında oldukları halde…
Çok aradılar, her yola ve her baskıya başvurdular ama bugüne kadar hiçbir şey bulamadılar.
Gerek saray ve gerekse iktidara vatandaş, ya da gazeteci kimliğinizle sorular sorarız…
Eleştiririz…
Özellikle para hesaplarını gündeme getiririz…
Zira bu AKP döneminde ortalıkta çok sayıda usulsüzlük ve yolsuzluk var.
Bunların inancı ve zihniyeti aynen şöyledir:
“Ne derlerse desinler, ne sorarlarsa sorsunlar, somut ve önemli bir yalan olmadığı sürece hiçbir zaman cevap vermeyeceğiz. Her şeyi yazıp çizerler, konuşurlar ve söylerler ama en geç 48 saat sonra unuturlar. Oysa biz bunlara cevap verirsek polemik başlar. Yolsuzluk, müteahhit ve eş dost kayırma gibi konularda sakın tartışmaya girip ellerine koz vermeyin!”
Aynı yöntem Meclis için de geçerlidir.
Milletvekili anayasal hakkını kullanıp soru önergesi verir…
Bu önergelerin hemen hiçbirine adam gibi, doğru dürüst yanıt veremezler.
Ya soruların etrafından dolanıp kıvırtırlar, ya da “Ticari sırdır, daha fazla açıklama yapamayız” diye geçiştirirler.
Memleket soyulmuş, paralar birilerine hortumlanmış, yandaşlar milletin parasıyla zengin edilmiş, hepsi ticari sır (!) olarak yutturulmaya çalışılır.
Bakınız, bunlar 30 Haziran seçimlerinden önce, kendilerinden olan iki büyükşehir belediye başkanını görevden almak zorunda kaldı.
İstanbul ve Ankara!
O ikilinin görevden alınması çok ilginç bir olaydı.
Ne yapmışlardı?
Yolsuzluk, israf, Fetöcülük vesaire…
Aklınıza ne gelir?
Sarayı ve iktidarı hiç kimse, hiçbir parti “Bunları görevden alın” diye zorlamamıştı.
Haklarında verilmiş yargı kararları yoktu.
Oysa “Marifetlerini” her Türk vatandaşı üç aşağı beş yukarı biliyordu.
Şimdi aradan uzunca bir süre geçti.
Görevden alınma nedenleri bugüne kadar açıklanmadı ve hiçbir zaman açıklanmayacak.
Herhalde o konular da “Ticari sır” kapsamına alınmış olsa gerek!
Sevgili okurlarım, günümüzün CHP'li belediye başkanlarına bir bakıyoruz, karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor.
Her gün denetim kapsamında olan, içtikleri bir yudum su bile sürekli incelenip soruşturulan CHP'li başkanlar için bugüne kadar bir tek usulsüzlük, yolsuzluk iddiası ortaya atılamadı.
Fasa fiso bazı iddialar vardı, hepsi palavra çıktı.
Sadece bu kadarını bilmek bile yeterlidir.
Bazen yandaş medyada bazı zorlama, çurçur, dandik haberler yer alıyor ama onları umursayan zaten yok.
Ekrem İmamoğlu'nun mücadeleci ve alttan almayan tutumunu, Mansur Yavaş'ın olgun tavırlarını seviyorum.
Üstelik bu iki ilimizde de Belediye Meclisleri'nde çoğunluk AKP-MHP ikilisinin elinde.
O başkanlar bir de “Azınlık (!)” mücadelesi veriyor.
O mücadele hem onları yıpratmak için çaba harcayan saray ve iktidara, hem de azınlıkta oldukları Belediye Meclisleri'ne karşı veriliyor.
Eskişehir'de 1999'dan beri Büyükşehir Başkanı olan Büyükerşen de aynı konuda uzun yıllar sıkıntı ve engellemeler yaşamış ve çok zor günler geçirmişti. Son seçimde Belediye Meclisi'nde çoğunluğu sağladı da önü biraz açılmış oldu.
Dedim ya, bu devirde CHP'li başkan olmak zor iş!
Ama üstesinden geliyorlar. Helal olsun.