İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Evimde çalışan yardımcım koronavirüse yakalandı. Biz de test yaptırdık. Sonuç negatif çıktı. Büyük tedirginlik yaşadık. Ama çok şükür iyiyiz” dedi, Koronavirüs'e karşı aldığı önlemleri anlattı. "Sokağa çıkmayı yasakladığı andan itibaren devletin, vatandaşının ihtiyaçlarını gidermesi yasal zorunluluktur. İktidar bu zorunluluktan kaçıyor, ekonomik yükün altına girmek istemiyor. Sayın Erdoğan zoru sevmez, kaçar" diyen Akşener, "tam karantina" olması gerektiğini ifade etti.

Akşener'in açıklamalarından satır başları:

İKTİDAR DİKKATLİ DAVRANMIYOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Bilim Kurulu oluşturması ve siyasi zeminden uzak çabalarını başta takdir eden Akşener, şimdiki düşüncelerini şöyle aktardı:

“2 ay önce bazı sorular sordum. Sahra hastaneleri için hazırlıklarınız tamam mı? Salgın hastanelerini belirlediniz mi? İhtiyaç duyulabilecek tıbbi malzeme ve insan kaynağını planladınız mı? Salgının ileri bir noktaya gelmesi durumunda, bulaşımı azaltacak-durduracak önlemler için ön hazırlıklarınızı yaptınız mı? Zaman, bu soruların ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Devlet her ihtimali düşünür, imkanları ölçüsünde yaklaşmakta olan tehlikeye karşı hazırlık yapar. Maalesef iktidarın bu konuda yeterince dikkatli olduğunu söyleyemiyorum.

SALGIN YERİNE TAMİRE ODAKLANMIŞLAR
“Sorduğum sorulara cevap ya da bunlarla ilgili bir açıklama alamamıştık. Bugün yaşadıklarımızdan öğreniyoruz ki, aslında verebilecekleri bir cevapları da yokmuş. Çünkü gerektiği gibi çalışmamışlar, dünyada olanlardan ders çıkarıp atılması gereken adımları zamanında atmamışlar. Vatandaşa nakit yardımından, zorunlu karantinaya ve hatta maske kullanımına kadar aslında çoktan değerlendirilip somut kararlar alınmış olması gereken konuları biz daha yeni konuşuyoruz. Sadece bu bile, iktidarın planlı bir kriz yönetimi sürecinden ziyade her gün nur topu gibi farklı bir krizi yöneten bir süreçle iş götürdüğünü bize gösteriyor. İhtiyaç hasıl oldukça adım atıyorlar ve maalesef salgını durdurmaktan çok, neden olacağı hasarı tamire yönelik bir yol haritaları var. Bu anlayış, salgını durdurmaz.

ERDOĞAN İKTİDARLARI BOYUNCA KRİZ YÖNETMEDİ
Tayyip Erdoğan’ın yönetim biçiminde ‘Azar azar tedbir almak, radikal tedbirlerden kaçınmak, bilime inanmamak, her şeyin arkasında bir komplo aramak’ var. Bu arkadaşlar iktidarları boyunca kriz yönetmediler. Kaldı ki, olası bir krizde çok ihtiyaç duyacakları birçok devlet organizasyonunu da çeşitli vehimlerle dağıttılar. Mesela İstanbul’da tablonun kötü olduğunu bir aydır biliyoruz.

ISRARLA ‘TAM KARANTİNA’ DİYORUM

Geçinebilmek için sokağa çıkmak zorunda olan insanlarımız var. Onlara, ‘Kendi OHAL’ini ilan et’ edebiyatı yapamazsınız. Çünkü bu insanlarımız evde kalırsa ailelerimiz aç kalır. Eğer siz insanlarımızı evde tutmak istiyorsanız, onlara evlerinde huzurla oturabilecekleri, ay sonunu düşünmeyecekleri imkanı sağlamak zorundasınız. İşte bu nedenle ısrarla ‘Tam karantina’ diyorum. Başka türlü bu hareketliliğin ve salgının önüne kolay kolay geçemezsiniz.

SAYIN ERDOĞAN ZORU SEVMEZ, KAÇAR
Sokağa çıkmayı yasakladığı andan itibaren devletin, vatandaşının ihtiyaçlarını gidermesi yasal zorunluluktur. İktidar bu zorunluluktan kaçıyor, ekonomik yükün altına girmek istemiyor. Sayın Erdoğan zoru sevmez, kaçar. İktidarın elinde bir zorunlu karantinanın ekonomik yükünü karşılayacak kaynak var. Ama atılan adımlar adeta devletin parası yokmuş gibi korkakça.

Bir iktidar düşünün ki, açıkladığı pakette kendisi vatandaşına kredi veriyor, nakit yardım için parayı vatandaşına IBAN göndererek çözmeye çalışıyor. Ama görüyoruz ki, pakette müteahhitlere kaynak yaratmayı unutmamışlar. Müteahhide gelince kaynak bol, vatandaşa gelince IBAN üzerinden bağış kampanyası başlatılıyor. Bir bakın yabancı ülkelerin açıkladığı paketlerin kapsamına. İşte o zaman devlet olmak nedir, devlet yönetmek nasıl olur görürsünüz.