Dünyada her yıl 800 binden fazla kadın, elverişsiz sağlık koşulları ve uygun olmayan sağlık bakımlarının yol açtığı kanser yüzünden hayatını kaybediyor.
Uluslararası tıp dergisi Lancet'de yayımlanan bir rapor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınların kanser risklerinden kaçınması ve hastalıklarının zamanında teşhis edilmesini engellediğini ortaya koydu.
BBC News'ten alınan ve İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan araştırmaya göre, 185 ülkede incelenen kadınlarda kanser ve toplumdaki eşitsiz güç dinamiklerinin kanseri önleme ve tedavi deneyimleri üzerinde "olumsuz etkilerinin” olduğu belirlendi.
Rapora göre, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri kadınların kanser araştırmaları, uygulama ve politika oluşturma alanlarında lider olarak mesleki ilerlemelerini de engelliyor ve bu da kadın merkezli kanser önleme ve bakımındaki eksikliklerin sürmesine neden oluyor.
Raporu hazırlayan Lancet Komisyonu, cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kanser tedavisinde yeni bir feminist yaklaşım çağrısında bulundu.
"Ataerkil toplumun kadınların kanser deneyimleri üzerindeki etkisi büyük ölçüde göz ardı ediliyor”
Komisyondan Dr. Ophira Ginsburg, dünyada kadın sağlığının genellikle üreme ve anne sağlığına odaklandığını, bunun kadınların toplumdaki değer ve rollerine ilişkin dar anti-feminist tanımlarla uyumlu, kanser temsiliyeti açısından ise yetersiz olduğunun altını çizdi.
Ginsburg, “Komisyonumuz, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin kadınların kanserle ilgili deneyimlerini önemli ölçüde etkilediğini vurguluyor. Bunu ele almak için kanserin kadın sağlığında öncelikli bir konu olarak görülmesi ve kansere feminist bir yaklaşımın derhal uygulamaya konması çağrısında bulunuyoruz." Açıklamalarında bulundu.