CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın avukatlarından talimat alan savcı ve hakimler de var. Erdoğan'ın avukatları sigara küllüğü istediğinde, ayağa kalkıp getiren yargıçlar var." dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup Türkiye'nin güvensiz olduğunu itiraf etmek enteresan bir şey. Tam tersine Türkiye'nin terörden temizlenmesi gerektiğini ifade edebilirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı bir karar üzerinden hedef alıyorsa zaten demokrasiyi içselleştirmediğini gösterir bu.
Cübbeli'nin sözleri
Bir kişi televizyonlara çıktı ve bir dini akımın silahlandığını ifade etti. Savcılığın daveti olursa bu bilgileri vereceğini söyledi. Bu ülkenin istihbaratı yok mu? Bu insanlar silahlanırken devlet neredeydi? Bunları kim koruyordu? 15 Temmuz sonrası kaybolan silahlar olduğunu da biliyoruz. Bu silahlanma ileride ciddi bir sorun oluşturabilir. Gücünü akıldan değil de silahtan alanlar başarılı olamazlar. Gücünüzü demokrasiden yana kullanıyorsanız korkmayacaksınız. MİT kimin silahlandığını, nerede ne konuştuğunu biliyor.
Ben güvenlik güçleri içinde ağırlıklı grubun Türkiye'nin çıkarlarını öncelikli görenler olduğuna inanıyorum. Bunların yanında Saray'ın talimatlarını öncelikli gören ve bu sayede yükselenlerin de olduğunu biliyorum.
"Erdoğan'ın avukatlarından talimat alan savcı ve hakimler var"
Bütün yargıçların hukuka ve vicdana göre görev yapmalarını isterim. Hepsi böyle değil maalesef. Saray'dan, hatta Erdoğan'ın avukatlarından talimat alan savcı ve hakimler de var. Erdoğan'ın avukatları sigara küllüğü istediğinde, ayağa kalkıp getiren yargıçlar var.
Bir savcı evlenebilir, evliliği kutlanabilir. Ama bir savcı evlenip soluğu Saray'da alamaz. Cumhuriyet yalnızca savcıların ünvanında kullanılır. Eğer Saray'ın savcısıysanız Cumhuriyet Savcısı ünvanını kullanmayacaksınız. Erdoğan'ın avukatlarının önünde hazırolda bekleyen savcılar olduğunu da biliyoruz.
Selahattin Demirtaş Bey, bu iddianameleri alacak madalya olarak takacak. Savcılar da eleştirilir. Talimatla iddianame düzenlerseniz, ya da birilerinin talimatıyla yıllarca iddianame hazırlamazsanız o ülkede adalet kalmaz.
"CHP'ye yönelik oluşturulmuş yanlış bir algı var"
CHP oylarını arttıramıyor, demek haksızlık olur; ama yeterli bir artış olmadığı konuşulabilir. CHP'nin toplumun bir kesiminde mesafeli olunması gerektiği düşünülen bir kanaat var. CHP'nin toplumdan kopuk olduğu gibi yanlış algılar var. Biz toplumla en yakın, en sıcak ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Biz söylemlerimizde samimiyiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi gerektiğini biz söylüyoruz. Eğitim sisteminin çağdaşlaşması gerektiğini de biz söylüyoruz. Adalet sistemindeki sorunları da biz söylüyoruz. Yıllarca CHP'ye yönelik oluşturulmuş yanlış bir algı var, bunu da değiştirmeye çalışıyoruz.
Bizim yaptığımız bilgiye dayalı muhalefet. Kavga eden değil, iktidara geldiğinde her kesimi kucaklayan bir dil kullanıyoruz. Siyaseti kavga alanı olmaktan çıkarıp, ülkenin çıkarları için yapılan bir şey haline getirmek istiyoruz. Kavga siyaseti bundan önce hep yapıldı zaten, biz yeni bir şey deniyoruz. Kavganın bu ülkeye hiçbir yararı olmadı.
Vatandaş doğduğu andan itibaren vergi veriyor. 84 milyon vergi veriyorsa, verginin de nereye gittiğini sormalıdır. Sorabiliyorsa o ülkede demokrasi vardır. Bu bütçe açığının nereden çıktığını halk sorabilmelidir. Torunlarımızın bile borçlu doğacak olmasının nedenini sormalıdır.
"Sağ-sol kavramları 18. yüzyıla ait kavramlar"
Sağ-sol kavramları 18. yüzyıla ait kavramlar. Bu kavramlarla 21'inci yüzyıl sorunlarını nasıl çözebiliriz? Türkiye'de üç katmanlı bir yapı var. Ortaçağ koşullarında, üç aile bir dairede yaşayanlar var. Bir de beyaz yakalı, orta sınıflar var. Bir de aylık 25 bin dolar gelirle yaşayanlar var. Sizin alttakileri üste çekmeniz lazım. Onları da din bezirganlığıyla uyutuyorlar. Gerçek dini de öğretmiyorlar.
" Canan Hanım'ın, Atatürk'ü sevmemesi mümkün mü?"
İster Gazi Mustafa Kemal deyin, ister Atatürk. Bunlar aynı şey zaten. Bu tartışmalar yapay tartışmalar. Bunlar belli çevreler tarafından CHP'nin içini karıştırmak için körükleniyor. Karışmaz. CHP'nin ilkeleri, programı var. Ülkenin sorunlarını çözmek için bir kabiliyeti var. Bizim sorunumuz, doğruya doğru kitlelere kendimizi anlatmak. Kendini iktidara eklemlemiş medya bize yer vermez. Toplum bölündü, bu da iktidarın işine geliyor. Ekonomik sorunlar çok ciddi. Halk da görüyor bunu görüyor. Ayasofya dediler, ne oldu? Canan Hanım bizim il başkanımız elbette yanındayım. Canan Hanım'ın, Atatürk'ü sevmemesi mümkün mü? Bu tartışmalar Türkiye'nin, İstanbul'un gündeminde değil. Türkiye'de işsizlik, yoksulluk, uyuşturucu sorunu var.
CHP'nin üyeleri azalıyor mu?
Partimizde üye sayılarının azaldığı doğru değil. Sürekli artıyor bizim üye sayımız. İstifa edenler olur, ölenler olur ama bizim üye sayımız sürekli artıyor. Biz seçimlerde görevlendirdiğimiz halde sandık başına gitmeyen 30 bin kişiyi de ihraç ettik. CHP üyesi olmak sorumluluk gerektirir.
Davutoğlu'yla görüşme
Sayın Ahmet Davutoğlu'nu yeni genel merkezleri münasebetiyle ziyaret ettim. Ülkenin durumunu, dış ilişkileri konuştuk. Keyifli bir konuşmaydı. İttifak görüşmeleri elbette konuşulmadı. Hayırlı olsun ziyaretinde ittifak konuşmak doğru olmazdı.
Abdullah Gül aday gösterilecek mi?
Sayın Gül, en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla aradı. Başka zamanlarda da görüşmelerimiz de oldu. Abdullah Gül Türkiye siyasetinin önemli bir ismi, bunu kabul etmek gerekir. Ben bir soruya cevaben, "Neden Abdullah Gül'den korkuyorlar?" dedim. Sonra kıyamet koptu. Bizim şu anda bir adayımız yok. Böyle bir teklif yok. Bizim belediye başkanlarımız da görevlerini yapıyorlar, yapacaklar. Şu aşamada cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları gereksiz. Bence şu an Türkiye'de asıl konuşulması gereken konu ekonomidir.
"Cumhurbaşkanı sembolik olacak"
Biz yasamanın yürütmeyi denetleyebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şu an yürütme yasamanın üzerinde tahakküm kurmuş. Cumhurbaşkanı, "Siz bilmiyorsunuz Türkiye 85 ildir." dese, o kanun meclisten geçer. Seçim zamanında ittifakı oluşturan liderler bir protokol imzalamak zorunda. Cumhurbaşkanı olacak adayımız bir süre sonra sembolik olacak. Parlamenter sisteme geçeceğiz. Denetlenebilir olacağız. Sayıştay'ı evrensel kurallarla donatacağız. Hesap vermekten korkmayan bir iktidar olacağız.
Ekonomik gidişat
Önümüzdeki 12 ayda 171 milyar dolar borç ödenecek. Bu devlet bugüne kadar borçlandı, şimdi ödemesi gerekiyor demek. Bu para yok, yeniden yüksek faizle borçlanacaklar. Bütçe açığımız cumhuriyet tarihinin en üst noktasında. Bütçe açığını kapatmak için de borçlanmaları gerekecek. AK Parti hükümeti döneminde 178 milyar dolar faiz ödendi. Faiz haramdır, diyorlar değil mi? Bunlar kadar yalan söyleyen iktidar görmedim. Bu borcu faiziyle birlikte, o dış güçlere halk ödeyecek.
CHP şirketleri kamulaştıracak mı?
Yol, hastane, köprü yapıyorlar dolar üzerinden garanti veriyorlar. Tam bir soygun düzeni bu. Biz bu yollara, köprülere dünyanın parasını neden verelim? Şirketleri değil, buraları kamulaştıracağız. Şehir hastanelerine 20 yıl neden bunca parayı verelim?
Kahvehane tartışması
Ben kahvehanelerin sorununu dile getirdim. Çünkü bana kahvehane esnafı geldi, sorunlarını anlattı. Ben de bunu dile getirdim. Onlar kahvehane esnafının salgın dönemindeki sorunlarını bilmezler. Servisçilerin, okul kantinlerini işletenlerin nasıl geçindiğini umursamazlar. Çünkü onlar Saray'dan talimat alırlar. Ben halkın sorunlarını dile getiririm.
Enis Berberoğlu Meclis'e dönecek mi?
Henüz gerekçeli karar çıkmadı. Arkadaşlarıma Meclis Başkanı ile Enis Berberoğlu'nun Meclis'e dönmesi için görüşmelerini söyledim. Biz o dönem Meclis Başkanı ile Anayasa Mahkemesi'nin kararının beklenmesini konuşmuştuk, o da kabul etmişti. Sonra Saray'dan alınan talimatla Enis Bey'in milletvekilliği düşürüldü. Meclis, şimdi Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararının gereğini yapmak zorundadır.
Bahçeli'nin sözleri
Sayın Bahçeli'nin benim yalan makinesine bağlanmam teklifini kabul ediyorum. Sayın Erdoğan, sayın Bahçeli ve ben yalan makinesine bağlanalım, kabul ediyorum. Doğru söylüyor biz Türk Tabipleri Birliği ile aynı kökenden geliyoruz. Doktorlar hipokrat yemini ederler. Orada hiçbir farklılık gösterilmeksizin hastaları tedavi edeceklerini kabul ederler. Biz de bu ülkeyi yönetirken hiç kimsenin kimliğine bakmaksızın herkese hizmet edeceğiz. Bütün sağlık çalışanlarına 83 milyonun minnet borcu vardır. 24 saat çalışan sağlık çalışanları var. O beyler 24 saat çalışıyorlar mı? Koronavirüs verilerinde yalan söylüyorlar. TTB ziyaretimde söyledim: Devlet bazen bazı bilgileri gizleyebilir, ama yalan söyleyemez. Bu rakamların doğru olmadığını tüm dünya biliyor.