CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Parti Meclisi (PM) açılış konuşmasında 'sözde cumhurbaşkanı' söylemine getirilen eleştirilere ve Erdoğan'a yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Ben sana 'Sözde Cumhurbaşkanı' diyorum, demeye de devam edeceğim. 1 milyon liralık tazminat davası açmış, açsın. Ben onun hakkında 1 liralık dava açıyorum, çünkü o kadarlık adam. Erdoğan'a yürekten teşekkür ederim, bütün bu anlattıklarımı hakimin önüne de koyacağım. Trump'ın gönderdiği mektubu da isteyeceğim" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Parti Meclisi açılış konuşmasında 'sözde cumhurbaşkanı' söylemine getirilen eleştirilere ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması KRT TV'de canlı yayınlandı. Kılıçdaroğlu konuşmasında Türkiye'nin gerçek gündeminin açlık yoksulluk olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında çok sert ifadeler kullandı, Trump'ın 'aptal olma' mektubunu, IŞİD'den kaçırılan Süleyman Şah Türbesi'ni ve Rusya'nın İdlib'de 36 askerimizi şehit etmesini ve Erdoğan'ın Rusya'ya gitmesini hatırlattı.

"AK Parti'ye, MHP'ye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum gün beraber düşünme günüdür.  Atık soğanlardan, çürüklerden acaba sağlam bir iki tane bulabilir miyim diye oturmuş kadınlar bir şekilde evlerine, mutfaklarına malzeme bulmaya çalışıyorlar" diyen Kılıçdaroğlu kürsüden Sözcü'nün manşetini gösterdi.

Kılıçdaroğlu, "İktidar devleti çürütmeye başladı, liyakat sistemi çöktü mü devlet çürümeye başlar" dedi. TUİK rakamlarına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "TUİK açıklama yapmış, 2021 yılında işsizliğin azaldığını söylüyor. Tam komedi. Yahu arkadaşlar, siz gerçekleri görmüyor musunuz? Milyonların açlığını, sefaletini görmüyor musunuz? diye sordu.

NEREYE GİTTİ BU PARALAR?

Türkiye'de bu zamana kadar bu şekilde açlık yaşanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu coğrafyada açlık yaşanmamıştı, açlık yaşanıyor açlık... Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmasını yaptılar, her şeyi sattılar; o zaman bu açlık neden? Erdoğan, devleti tek başına yönetiyorsun, istediğini yapıyorsun. Vergi dedin verdik, soruyorum; nereye gitti bu paralar. Bir fabrika bile açmadın. Özel sektör olmasa, kimsenin yatırım yaptığı yok. Yerli ve milliyiz diyorsun. Peki, öyleysen niye gidip yabancılara yatırım yapsın diye el avuç açıyorsun? Sizin yatacak yeriniz var mı? Sizde vicdan var mı? Sizde liyakat, adalet var mı?  " ifadelerini kullandı. 

"83 milyon kaybediyor ama 5'li çete hariç, onlar kazanıyor. Bunu birebir herkese anlatmamız lazım. İşte işsizliğin nedeni bu. Beyler keyiflerini sürdürüyorlar. Saray'daki ile Türkiye gerçeği arasında 180 derece fark var. Bir tarafta eğlence bir tarafta işsizlik..." diyen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Benle uğraşacağına çöpten yiyecek toplayanları kurtarsana. Eyyy Kılıçdaroğlu, diyor. Evet, ne diyorsun? Sen benimle uğraşacağına, çöpten yiyecek toplayan kadınların sorununu çözmek için uğraşsana. Bu ülkede açlık var, sefalet var, bunu çözeceğim diye çalışsana.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Siyaset kurumunun temel görevi sorunları çözmeye kilitlenmesidir, odaklanmasıdır. Kısır tartışmaların Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmayacağını artık herkesin çok iyi bilmesi lazım.
CHP olarak biz ne söylüyorsak yüzde yüzü doğrudur. Çünkü biz her alanda, her yerde halkın nabzını birebir tutan partiyiz.
İster Hakkari'de, ister Rize'de, Manisa'da, Almanya'da, Fransa'da bir yurttaşımız varsa sorununu mutlaka bir şekliyle bize aktarır.

Taşeron işçilerin sorunlarını dile getiren kim, biziz. Evlere temizliğe giden kadınların sorunlarını dile getiren kim, biziz. Üniversite öğrencilerin sorunlarını dile getiren kim, biziz. İşsizlerin sorununu dile getiren kim, biziz. Esnafın, kahvecinin, kasabın sorunlarını dile getiren kim, biziz.
İktidarın bize teşekkür etmesi lazım. Ama derin bir yarılma var Türkiye'de. Nedir o yarılma? Sarayın gündemi ile halkın gündemi ayrı. İki farklı gündem var Türkiye'de. Bir yapay, bir de gerçek gündem. Biz Türkiye'nin yapay gündemlerle zaman kaybetmesini istemiyoruz. Erdoğan'a açık çağrı yapıyorum, işsizliği, yoksulluğu yapay gündemlerle çözeceksen, oturup konuşalım.

Atık soğanlardan, çürüklerden acaba sağlam bir iki tane bulabilir miyim diye oturmuş kadınlar bir şekilde evlerine, mutfaklarına malzeme bulmaya çalışıyorlar. Bu gerçek gündem acaba iktidarın, sarayın gündeminde mi? Asıl soru bu. 

Keçiören'de oturan vatandaşın gündeminde olur, sarayda oturan kişinin gündeminde böyle bir şey olmaz. Çünkü saray Türkiye'yi görmüyor, gerçek gündemden tamamen kopmuş durumda.

Hangi Ak Parti Milletvekili çıkıp da TBMM'de esnafın sorunlarını anlattı? Ak Partiye, MHP'ye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum; gün beraber düşünme, dertleri birlikte çözme günüdür. Çöpten yiyecek toplayan kadın bizim vatandaşımız, bizim kardeşimiz. Çocukları bizim evladımız. O soruna siyaset kurumu kayıtsız kalırsa görevini yapmıyor demektir.

Asıl görev iktidara destek veren Ak Parti ve MHP'ye aittir. Siz sorunları çözmek için TBMM'ye getirdiniz de karşı mı çıktık? Tam tersine bizim getirdiklerimizi reddettiniz. Bunların yatacak yeri yoktur. Sefaletten de, açlıktan da bunlar sorumludur. 

Onlar esnafa gidemiyorlar, biz gidiyoruz. Onlar konteynerden çöp toplayan, kağıt toplayan, yiyecek toplayan kadınları görmüyorlar. Biz görüyoruz ve konuşuyoruz. 65 yaşındaki kadın otobüse binemiyor, 'Nasıl geçineceğim' diye isyan ediyor, görmüyorlar. İktidar sahipleri Türkiye'nin gerçek gündemini görmüyor. Devleti çürütmeye başladılar.

TUİK açıklama yapmış, 2021 yılında işsizliğin azaldığını söylüyor. Tam komedi. Yahu arkadaşlar, siz gerçekleri görmüyor musunuz? Milyonların açlığını, sefaletini görmüyor musunuz? Her yaştan, her eğitim düzeyinden on binlerce işsiz var.

Bir çiftçiyi düşünün. Boğazından kesiyor, oğlunu-kızını üniversiteye gönderiyor. Okusun, elaleme muhtaç olmasın, alınteriyle kazansın diye. O çocuk bitiriyor üniversiteyi. Şimdi işsiz. Bu ailenin dramını bilen var mı? Biz biliriz, onlar bilmezler.

İktidar sahipleri Türkiye gerçeğinden koptular. Türkiye gerçeği ayrı, iktidar sahiplerinin gerçeği ayrı. Türkiye gerçeğinde açlık var.

Otoyol yaptık, havaalanı yaptık diyorlar. Hayır, onları başkaları yaptı, sende kefil oldun. Vergi verenlerin torunlarını borçlandırdın. Sen ne yaptın arkadaş? Bana de ki, Kars'ta, Bitlis'te, Kırşehir'de, Çankırı'da şu fabrikayı kurdum... Tek bir fabrika bile kurmadılar. Nereye gitti bu paralar?

83 milyonu bir avuç tefeciye mahkum ettiler. Hepimizi, açlık çekenler dahil, bir avuç tefeciye mahkum ettiler. Paralar faizcilere gitti. 18 yıldır ekonomiyi faiz ve dövizle yönetiyorlar. Özel sektör olmasa, kimsenin yatırım yaptığı yok.
Yerli ve milliyiz diyorsun. Peki, öyleysen niye gidip yabancılara yatırım yapsın diye el avuç açıyorsun?
Sizin yatacak yeriniz var mı? Sizde vicdan var mı? Sizde liyakat, adalet var mı? Ben bunları söylediğim izin kızıyorlar. Zaten kızsınlar diye söylüyorum.

Dolar bazında garanti verilmiş, dolar ne kadar yükselirse 5'li çetenin keyfi o kadar yerinde.
Bunu herkese anlatacağız. İşsizliğin nedeni bu işte. Senin verdiğin vergi dışarıya gidiyor, içeride kullanılmıyor.
Beyler keyiflerini sürdürüyorlar. Saraydaki tabloyla Türkiye'deki gerçek aynı değil. Bir tarafta çalgılar çengiler, öbür tarafta açlık, işsizlik ve yoksulluk. Devleti yöneten siyasi iktidar yapay gündemlerle halkın gündemini çalmak istiyor.
Tutturmuş, CHP İstanbul İl Başkanı... Sen CHP'nin İstanbul İl Başkanı ile uğraşacağına, işsizlik nasıl çözülür diye kafa yorsana.
Eyyy Kılıçdaroğlu, diyor. Evet, ne diyorsun? Sen benimle uğraşacağına, çöpten yiyecek toplayan kadınların sorununu çözmek için uğraşsana.
Bu ülkede açlık var, sefalet var, bunu çözeceğim diye çalışsana... Bakıyor bütün çocuklarının işi gücü iyi, cepleri dolar dolu, Türk lirası taşımıyorlar. Keyifleri yerinde. Peki memleketin sorununu kim çözecek? Biz. Millet İttifakı olarak biz çözeceğiz. Haram yemeyeceğiz, kul hakkı yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Her kuruşun hesabını bu millete vereceğiz. Tarihin bize yüklediği sorumluluğa hepimizin hazır olması lazım.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat, kendisine 'Sözde Cumhurbaşkanı' dediğim için çok alınmış. Bremen mızıkacıları gibi, Meclis Başkanından tutun, herkes saldırıyor. Acaba yapay gündem oluşturabilir miyiz derdindeler. Yaratan sensin kardeşim. Milleti açlığa, fukaralığa muhtaç eden sensin kardeşim. O nedenle ben sana 'Sözde Cumhurbaşkanı' diyorum, demeye de devam edeceğim.
1 milyon liralık tazminat davası açmış, açsın. Ben onun hakkında 1 liralık dava açıyorum, çünkü o kadarlık adam.

Cumhurbaşkanı olmanız için TBMM'de Anayasa'nın 103. maddesinde yer alan yemini okumanız lazım. 'Taç giyen baş akıllanır' derler. Yemini edeceksin, o yemine sadık kaldıktan sonra 83 milyonun Cumhurbaşkanısın, kimse buna itiraz edemez. Demokrasiyi bu ülkeye getiren bir parti olarak milletin iradesine saygı gösterdik. 
Kişi seçime girdi, kazandı, geldi, yemin metnini okudu, Cumhurbaşkanı oldu. İtiraz eden oldu mu, olmadı.

Cumhurbaşkanı olmanız için TBMM'de Anayasa'nın 103. maddesinde yer alan yemini okumanız lazım. 'Taç giyen baş akıllanır' derler. Yemini edeceksin, o yemine sadık kaldıktan sonra 83 milyonun Cumhurbaşkanısın, kimse buna itiraz edemez. Demokrasiyi bu ülkeye getiren bir parti olarak milletin iradesine saygı gösterdik. 
Kişi seçime girdi, kazandı, geldi, yemin metnini okudu, Cumhurbaşkanı oldu. İtiraz eden oldu mu, olmadı.

O yemini edip, yemine sadık kaldığı sürece Cumhurbaşkanıdır, kimse itiraz edemez. Yemine sadık kaldı mı?
Beni özellikle MHP'ye, Ak Parti'ye oy veren değerli kardeşlerim dinlesin. Neden sözde diyorum? Görevini yaparken Türkiye'yi yüceltmek için, büyütmek için çalışmadığı için.

Haram yemeyeceğiz, kul hakkı yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Her kuruşun hesabını bu millete vereceğiz. Tarihin bize yüklediği sorumluluğa hepimizin hazır olması lazım.

Süleyman Şah Türbesini kaçıran kimdi? Kendi toprağından türbe kaçıran, bayrağını indiren 2. bir kişi yoktur. Hani namusun, şerefin üzerine ant içmiştin.

Trump çıkıp, 'aptal olma' dedi. Erdoğan çıkıp, 'diyemezsin' dedi mi? Ben rahatsız oluyorum, itiraz ediyorum; beyefendiden çıt çıkmıyor. Ben buna sözde demeyim de ne diyeyim. Aslında daha ağırını söylemem gerekiyor.

Bu can bu tende kaldığı sürece papazı salmayacağım" dedi, bir telefonla papaz serbest bırakıldı. Şeref şan nerede kaldı? Erdoğan yaptı bunları.

İdlib'de 36 askerimiz şehit oldu, Rusya vurduk dedi. Erdoğan koşa koşa Rusya'ya gitti. Biz hesap sorar diye bekledik. Putin'in kapısında dakikalarca bekledi. Benim ağrıma gitti ya...

"Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin şanını ve şerefini yok ettin" diye Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Bütün bunları yapanlar kendi ülkelerine ihanet edenlerdir. Bu ülke hiçbir zaman egemen güçlerin önünde diz çökmedi. Sen kimsin Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefini, şanını korumak kim...

Mısır'daki sağır sultan duyana kadar söyleyeceğim; devleti yönetemiyorlar.

Bir Cumhurbaşkanı şehitler için verilen bağışlara çöker mi?

Sana Cumhurbaşkanı demek hata, sen AK Parti'nin Genel Başkanısın. 

Sayın Erdoğan, senin için namus ve şeref ne anlama geliyor? Namus ve şeref için bütün dünya mücadele eder. Söylediklerimin yüzde 100'ü doğru.

Karşıma çıkamazlar, hepsi korkak. Hiçbirisi Türkiye'nin gerçeklerini görmek istemiyor. Biz haram yemeyiz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyiz.

Erdoğan'a yürekten teşekkür ederim, bütün bu anlattıklarımı hakimin önüne de koyacağım. Trump'ın gönderdiği mektubu da isteyeceğim.

Başkomutan terör örgütünden kaçar mı, bayrağı indirir mi? Terör örgütü tarafından teslim alınan kişi başkomutanlık yapamaz. 

9 MADDE SIRALADI

1- Türkiye'nin şan ve şerefini korumak. Süleyman Şah Türbesi’ni kim kaçırdı? Kim kendi toprağından kaçtı ve terör örgütüne teslim etti? Bunu teslim eden adamın Türkiye'nin şan ve şerefini koruduğunu düşünüyor musunuz? Hani sen yemin etmiştin?

Aptal olma diye Türkiye Cumhuriyeti'ne söylüyor aslında. Ben buna sözde demeyeyim ne diyeyim? Aslında daha ağırını hak ediyor!

2- Cumhurbaşkanı temsil ettiği ülkenin bayrağının şanını şerefini korur. Herkese eşit mesafededir. Trump kendisine 'aptal olma' diyor. Erdoğan çıkıp sen bana aptal olma diyemezsin dedi mi? Demedi.

3- Taç giyen baş akıllanır. Düşünerek konuşması lazım. Bir telefon, bir tehdit ile papazı teslim etti, oval ofise gönderdi. Bu mudur Türkiye'nin şan ve şerefini korumak?

Ne sözdesi kardeşim daha ağırını söylemek istiyorum aslında. Her gelenin tokatladığı bir ülke haline döndürdün sen!

4- İdlib'te 36 askerimiz şehit edildi. Vuranlar Rusya idi. Koşa koşa Putin'e gitti Erdoğan. Putin'in kapısında dakikalarca bekletildi. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak? Benim ağırıma gidiyor bu!

5- İçeride aslan kesiliyor, güzel kesilsin. Erdoğan bak bizi kızdırma senin mal varlığını araştırırız dediler. Ne demek bu? Benim mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz demesi lazımdı. Bu mudur Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şan ve şerefini korumak?

6- Akdeniz'in ortasında bizim bir gemimizi arıyorlar. 4 saat ulaşılamıyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp bizim gemimizi arayamazsınız diyemiyor. Sen mi koruyorsun Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini? Kimsin sen?

Sahtekarlığa prim veren adam Cumhurbaşkanı olabilir mi ya? Sahtekarlığa ses çıkarmazsanız o suça ortaksınız demektir.

7- Sen cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş işgal etmişsin. Yeminini tutmuyorsun. Sahte diplomalı adamı alıyorsun kamu bankasının yönetim kuruluna atıyorsun. Paraya çöktüler, sonra da kalkıp bana milli dayanışmadan söz edecekler. Sen onları benim külahıma anlat! 

8- 15 Temmuz oldu, bağış kampanyası açtınız. Bir ülkenin cumhurbaşkanı şehitler için vatandaşın verdiği paraya çöker mi ya? Hala vermiyorlar parayı. Ettiğin yemini tutmuyorsun sen!”