CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global'de Candaş Tolga Işık'ın programında gündemi değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, Işık'ın "Erken seçim talebiniz var mı?" sorusuna, "Zaten yönetemiyorlar. Onların şartlar daha da ağırlaşmasın diye erken seçime gitmesi gerekiyor. Fatura kime çıkıyor garibana çıkıyor" diyerek cevap verdi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

“Hangi devlet olursa olsun Azerbaycan'a koşulsuz destek vermesi lazım”

Azerbaycan'ın topraklarının işgal altında olduğunu ve Ermenistan'ın sürekli olarak Azerbaycan toprakları üzerinde hakimiyet kurmak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Azerbaycan'a da ‘siz sesinizi çıkarmayın, onlar istediklerini yapsınlar' deniyor. Azerbaycan haklı olarak kendi topraklarını savunuyor, kendi halkının çıkarlarını savunuyor, kendi bayrağını, kendi vatanını savunuyor. Hangi devlet olursa olsun Azerbaycan'a koşulsuz destek vermesi lazım. Azerbaycan'ın her koşulda yanındayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Azerbaycan devletinin vatandaşlarıyla kucaklaşıyor. Biz, Milli Kurtuluş Savaşını veren bir ülkenin insanları olarak, o mücadeleyi hangi koşullarda verdiğimizi de bilen insanlar olarak Filistin halkının da yanında olacağız, Azerbaycan halkının da yanında olacağız” şeklinde konuştu.

“Sen o fazicilerin verdiği görevi yapıyorsun”

Türkiye'de 7 milyon vatandaşın asgari ücretle geçindiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:


* Yani ayda 2 bin 324 lira. Türk-İş diyor ki, ‘açlık sınırı 2 bin 447 lira'. Açlık sınırının altında bu rakamlar. Bunlar 18 yıldır bu devleti yönetmiyorlar mı? 18 yıldır bütün yandaşları köşeyi dönmedi mi? 18 yıldır gelirlerine gelir katmadılar mı? 18 yıldır krallar gibi yaşamadılar mı?

* 18 yıldır bu memleketin 83 milyonunu Londra'daki bir avuç tefeciye teslim etmediler mi? 18 yıldır tefecilere çalıştıkları kadar bu ülke için çalışmadılar. Bir daha söyleyeyim. Yine dava açarlar. Açsınlar. Açmazlarsa namerttirler.

* 18 yıldır bu ülkenin 83 milyon vatandaşını Londra'daki bir avuç tefeciye teslim ettiler. Onlar için çalışıyoruz biz. 18 yılda kaç lira faiz ödedik Londra'daki tefecilere? 178 milyar Dolar. Her saniye de dünyanın faizini ödüyoruz. Bir de çıkıp diyorlar ki, ‘biz faize karşıyız'. Hayır efendim.

* Vatandaşa bunu söylüyorsun, sen o faizcilerin verdiği görevi yapıyorsun. Diyordu ya, ‘borç alan emir alır' diye; bütün emirleri oradan alıyorlar zaten.

“Bu, devletin kaynaklaını bir avuç kişiye tahsis etmektir”

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir teklifte bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dedim ki: ‘Vatandaşa dükkanını kapat diyorsun'. Peki bu beşli çetenin aldığı garantiler ne kadar biliyor musunuz? 6 milyar 700 milyon para ödeyeceksiniz. Dedim ki, ‘Onları çağır'. Sen Cumhurbaşkanısın. Çağır, de ki kardeşim, ‘bu ülkede herkes fedakarlık yapıyor, sana da Dolar garantili biz her türlü imkanı sağlıyoruz. Bu 7 milyar liraya yaklaşan parayı yıl sonuna kadar alma. Ben bunu vatandaşa dağıtacağım' de. Mantıklı mı? Mantıklı. Berbere ‘fedakarlık yap' diyorsun, kahveciye ‘fedakarlık yap' diyorsun, işçiye ‘fedakarlık yap' diyorsun, o beylere gelince ‘hayır fedakarlığa gerek yok'. Üstelik Dolar bazında parayı götürüp garanti veriyorsun. Bu devleti yönetmek değildir. Bu, devletin kaynaklarını bir avuç kişiye tahsis etmek demektir” ifadelerini kullandı.

“AKP'den ihale alanlar Londra'da iş yerleri satın aldılar”

“Eğer Türkiye'deki bütün kararları bir kişi alıyorsa orada demokrasi yoktur” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunun ‘sağı-solu' da yoktur. Siz bütün kararları bir kişiye bağlamışsanız, onun iznini almadan Bakan dahi konuşamıyorsa orada demokrasi yoktur. Türkiye'de demokrasi yoktur mesela. Baskı var mı? Evet baskı var. Yargı bağımsız mı Türkiye'de? Hayır. Medya bağımsız mı? Hayır, baskı var. ‘Saray medyası' dediğimiz bir gerçek var. Böyle bir ortamda Türkiye büyüyebilir mi? Yatırım yapan var mı? Yatırım yapan yok. En başta da AK Parti'den büyük ihale alanlar gittiler Londra'da kocaman bir caddenin sağındaki, solundaki iş yerlerini, dükkanlarını satın aldılar. Paralar oraya gidiyor. Peki bu ülkenin işçisi? Bu ülkenin esnafı? Bunlar neredeler? Demokratik ortam olmazsa, iş güvencesi olmazsa, çalışma özgürlüğü olmazsa, siz büyüyemezsiniz. Büyüme şansınız olmaz” diye konuştu.

“Yedi sülalelerine yetecek kadar paraları var”

Türkiye'nin geriye gittiğini savunan Kılıçdaroğlu, açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Kişi başına gelir nereden nereye düştü. Saray'da ve onun etrafında yaşayanların gelirleri düştü mü? Hayır, dünya kadar servetleri var onların. Yedi sülalelerine yetecek kadar paraları da var onların. Bu parayı nereden kazandılar? Ben bunu sorduğum zaman tazminat davası açıyorlar. Sanıyorlar ki, ‘biz tazminat davası açarsak Kılıçdaroğlu konuşmaz' diye. Ben gücümü halktan alıyorum. Helal ekmek yiyenden alıyorum. Bizim haram yiyenlerle işimiz yoktur. Verilmeyecek hesabımız da yoktur. Ama onların verilecek hesapları var.”

“Şartlar daha da ağırlaşmasın diye erken seçime gitmeleri gerekir”

Kılıçdaroğlu, Işık'ın, “Erken seçim talebiniz var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

* Zaten yönetemiyorlar. Normalde onların Türkiye'de şartlar daha da ağırlaşmasın diye erken seçime gitmeleri gerekir. Yoksa şartlar giderek ağırlaşacak.

* Bunlar ülkeyi yönetemiyorlar artık. Fatura kime çıkar? Fatura Saray'a çıkmaz. Fatura garibana çıkar zaten. Adama bin 168 lira veriyorsunuz, '30 gün geçineceksin'.

* 4 kişilik aile düşünün. Günde 39 lira parayla bu adam nasıl geçinecek ya? Bunlarda vicdan var mı Allah aşkına? 39 liraya mahkum ediyorlar 2 milyon kişiyi.

“Oturup kalksınlar bizim belediye başkanlarına dua etsinler”

Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilerin doğruluğuna ilişkin tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

* Biz doktorlarla görüşürken, aynı zamanda belediyelerimizin olduğu yerlerden bilgi alırken, verilen bilgilerin çok doğru olmadığını, toplumdan gizlendiği gerçeğini biz de gördük.

* Tabi bunu Türk Tabipleri Birliği de açıkladı. Bir süre sonra her şey serbest bırakıldı. Aslında şu anda ‘sürü bağışıklığı' dediğimiz bir süreç içinde gidiyoruz.

* Maske dağıtmadılar doğru düzgün. Beceremediler o işi. Sağlıklı, tutarlı kararlar alınması gerekiyordu. O kararlar alınmadı. Vatandaş bedelini ödüyor. Yoğun bakımda yer yok. Torpille yoğun bakımda yer alınabiliyorsa… Kişiler teşhis konulduktan sonra evlerine gönderiliyorlar.

* Evlerine gönderilirken bu insanlar coronaya yakalanmış ama otobüsle evine gidiyor. Otobüste bir sürü insan var. Bulaşma riski çok yüksek. Bunun önlemi alınmadı.

* Oturup kalksınlar bizim belediye başkanlarına dua etsinler. Veya diğer belediye başkanlarına da. Bunlar 3 maskeyi dağıtamadılar.  Ona bile 50 tane karar aldılar. En sonunda ‘parayla satalım' dediler. Ama bizim belediyeler süratli bir şekilde maske işini çözdüler.

“Antalyalılar Muhittin Böcek'in bir an önce iyileşmesini istiyorlar”

Uzun süredir corona virüsü tedavisi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'ın sağlık durumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Sayın Böcek'i durumuyla ilgilenen hekimler, belirli aralıklarla açıklamalar yapıyor. Biz de o açıklamaları dinliyoruz. Ben de doğrudan doğruya bazı hekim arkadaşlarla görüşerek durumu öğreniyorum. Umarım kısa süre içerisinde sağlığına kavuşur, görevinin başına döner. Antalyalılar da istiyorlar Muhittin beyin bir an önce iyileşip görevine dönmesini” dedi.