Merkez Bankası faizleri sabit tuttu. Merkez Bankası yüzde 17 olan faiz politikasını değiştirmedi. Erdoğan bir hafta önce, "Yüksek faizle bir yere varamayız" demişti.
Piyasaların merakla beklediği faiz kararı açıklandı. Merkez, politika faizini değiştirmeyerek yüzde 17 seviyesinde sabit tuttu.
Merkez Bankası Naci Ağbal’ın başkanlığa getirilmesinden sonra gerçekleştirilen ilk toplantıda 475, ikinci toplantıda ise 200 baz puan olmak üzere toplamda 675 baz puan faiz artışına giderek politika faizini yüzde 10.25’ten, yüzde 17 seviyesine çekmişti.
Toplantı sonrası Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. Salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkileri, geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğine kıyasla daha sınırlı seyretmekle birlikte, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikler devam etmektedir.
Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkisi devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte son dönemde kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır.
İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Kasım ve Aralık PPK toplantılarında gerçekleştirilen güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesi beklenmekte, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir.
Öte yandan, uluslararası emtia fiyatlarındaki gelişmeler, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır. Bu doğrultuda Kurul, 2021 yılsonu tahmin hedefini dikkate alarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesine karar vermiştir.
Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenecektir. Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.
Sıkı para politikası duruşunun, fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.
TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.
"YÜKSEK FAİZLE BİR YERE VARAMAYIZ"
DEİK Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, " "Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir. Yakında bu reformları kamuoyu ile paylaşacağız. Reform gündemimize uygun adımları hızla hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu.
Erdoğan, enflasyonun bu ülkede yaşayan her bir ferdin hayatına dokunduğunu belirterek, şunları kaydetmişti:
"Biz enflasyonu yüzde 30'lar civarından tek hanelere düşürmüş yönetim olarak faiz oranının yüzde 63 olduğu böyle bir dönemden 4,6'ya, enflasyonu da 6,4'e düşürdüğümüz dönemi biz yaşadık. Boşuna konuşmuyorum ben. Yüksek faize karşı olduğumu söylemek boşuna değil. Bütün bunları bu işi yaşayarak söyleyen birisiyim. Şu anda karşımda ağırlıklı yatırımcılarımız var, girişimcilerimiz var ve birçoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum. Yeri geldiği zaman Türkiye'yi bir faiz cenneti haline getirmekten bahsediyoruz, ama öbür tarafta bankalarımız, gerek kamu gerek özel sektör bankaları ne kadar kar etmişler, bunu konuşuyorlar. Tamam da sen ne kadar yatırımcı kazandırdın bu ülkeye, bir de bunu söylesene? Ve ne kadar yatırımcı var, ne kadar istihdam sağlıyoruz? Bir de bunu konuşun bakalım. Bunu konuşmuyorlar. Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok. Biz bunla övüneceğiz.
Şu anda dünyaya bakalım. Amerika'da faiz oranı ne? Japonya'ya bakalım faiz oranı ne. Eksi. Gelelim Avrupa'ya, 1-2. İsrail, eksi. Bütün bunlar apaçık ortadayken biz yüksek faizlerle övünüyoruz . Yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30'lara kadar gitti bir ara. Bununla övünüyoruz. Ve birçok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Arkadaşlar beni dinlerler, dinlemezler, ben bunlara karşıyım. Bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Kim ne derse desin. Çünkü ben buna inanmıyorum. İnandığım tek şey var, yüksek faizle bir yere varamayız. 'Efendim bizim şu kadar borcumuz var. Bu borcu neyle ödeyeceğiz?.' Bu borcu yüksek faizle dışarıdan kendimize imkan sağlamakla değil, kendi kaynaklarımızla bunu nasıl öderiz, onun çalışmasını yapacağız. Bunun başka çıkışı olmaz."
Erdoğan, kur istikrarının enflasyonla mücadelede önemli bir yer tuttuğunu belirterek, "Ama değerli arkadaşlar, domates, patates, leblebi çekirdek... Bütün bunlarla beraber biz bu işte mücadele ederiz diyorsanız, kusura bakmayın bir yere varamazsınız. Asıl iş, faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmektir. Bunun bir numaralı enflasyonla mücadelede altyapısını faiz oluşturuyor. Faiz enflasyonla doğru orantılıdır. Ne kadar aşağı çekerseniz o da aşağı gelir çünkü biz bunu yaşadık" diye konuşmuştu.