Almanya'nın Mainz kentinde Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu biyoteknoloji firması BioNTech, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı için Çin merkezli Shanghai Fosun Pharmaceutical (Fosun Pharma) ile iş birliği anlaşması yaptı. Arından da ABD'nin ilaç devi Pfizer ile iş birliğini artırma konusunda anlaşma imzaladı. Sözcü yazarı Yılmaz Özdil bugünkü köşesine söz konusu şirketi taşıdı. Almanya'da yetişen Uğur Şahin'in eğitim hayatındaki zorlu hikayesini anlatan Özdil, "“Almanya bizi kıskanıyor” diyenler ise, iki tane tırışkadan maskeyi dağıtmayı beceremedi kardeşim." diye yazdı.
Özdil'in yazısı şu şekilde:
Sene 1965.
İskenderun'da doğdu.
Henüz üç yaşındayken, işçi ailesinin çocuğu olarak Almanya'ya gitti.
Anne babası Almanca'yı yeterince geliştirememişti, evde hep Türkçe konuşulduğu için, lisanda geri kaldı, ilkokulda çok zorlandı.
Alman sistemi keskindi, öğretmenleri “bu okuyamaz” dediler, derslerinde başarısız olan, eğitim algısı nispeten düşük çocukların gönderildiği, hauptschule'ye göndermek istediler.
İşçi göçünün ilk yıllarıydı, ebeveynler henüz Almanca'ya hakim olamadığı için, onbinlerce Türk çocuğu bu şekilde harcandı.
Ama o şanslıydı…
Dünya iyisi bir Alman komşuları vardı, elinden tuttu, anne babasını temsilen okula götürdü, anne babasının yerine veli toplantısına katıldı, “yapamazsınız” dedi, “sadece ders notlarıyla bu kararı veremezsiniz, çocuk belki hepimizden akıllı, ama lisan bilmiyor, kendisini ifade edemiyor, ona bir şans tanımak zorundasınız” dedi.
Bu komşu kadının çabası, hayatının dönüm noktasıydı.
Öğretmenler ikna oldu, yeniden sınava aldılar, kendisini kanıtladı.
Köln Üniversitesi'nde tıp okudu.
Profesör oldu.
Profesör Uğur Şahin.
Özlem'le tanıştı.
Özlem Türeci.
İstanbul'da dünyaya gelmişti.
Onlar da Uğur'un ailesi gibi, Almanya'ya göçetmişlerdi.
Babası hekimdi.
Babasının yolundan gitmiş, Saarland Üniversitesi'nde tıp okumuştu.
Evlendiler.
2008 yılında, biyoteknoloji şirketi Biontech'i kurdular.
Kanser tedavisine odaklandılar.
Öylesine umut verici gelişmeler sağladılar ki, Alman ilaç sanayisinin devleri Andreas ve Thomas Strüngmann kardeşlerin dikkatini çektiler.
Dörder milyar dolar kişisel servetleriyle dünyanın en zengin insanları listesinde yeralan Strüngmann kardeşler, Uğur'la Özlem'in şirketine 180 milyon dolar başlangıç sermayesi koydu.
Amerikan yatırım şirketi Fidelity, para koydu.
İngiliz yatırım şirketi Janus Henderson, para koydu.
Alman yatırım şirketi MIG Fonds, para koydu.
Avrupa Yatırım Bankası, para koydu.
Alman hükümeti, para koydu.
Bill Gates'in dikkatini çektiler…
Bill & Melinda Gates Vakfı, 100 milyon dolar koydu.
ABD teknoloji borsası Nasdaq'ta halka açıldılar.
Biontech'te şu anda 1.100 kişi çalışıyor.
400'ü biliminsanı.
Virüsleri taklit eden nano parçacıklar geliştirdiler, kişiye özel aşı üreterek, kanser tedavisinde umut oldular, 60'tan fazla patent aldılar.
Şirketin şu anki değeri dokuz milyar dolar!
Almanya'nın ABD'nin en saygın tıp ödüllerini aldılar.
Türkiye'yi yönetenler belki utanır diye yazıyorum…
İran ödül verdi.
Sadece beş ay önce, Tahran'da düzenlenen törenle, İran'ın en prestijli tıp ödülü, Profesör Uğur Şahin'e takdim edildi.
Biontech'in yönetiminde, Bilimsel Danışma Kurulu var.
Bilimsel Danışma Kurulu'nun başkanlığını, İsviçreli profesör Rolf Zinkernagel yapıyor. Profesör Zinkernagel'in Nobel Tıp Ödülü var!
Şimdi sıkı durun…
Şu anda bütün dünyada koronavirüs aşısı üretmeye en yakın durumda gösterilen dokuz şirket var.
Biri, Biontech!
Profesör Uğur Şahin'le Özlem Türeci'nin şirketi Biontech, Çin'in yatırım devi Fosun International'le anlaşma imzaladı.
Çinliler şimdilik 135 milyon dolar ödedi.
Fosun şirketi bu ödediği paranın karşılığında, aşının Çin'deki pazarlama haklarına Biontech'le birlikte ortak olacak.
Biontech ayrıca, Amerikan ilaç devi Pfizer'le anlaşma imzaladı.
Pfizer 120 milyon doları hemen ödedi.
Toplam 305 milyon dolar ödeyecek.
Pfizer bu ödediği paranın karşılığında, aşının Çin dışındaki, dünya pazarlama haklarına, Biontech'le birlikte ortak olacak.
Biontech, bilimsel adı “BNT162” olan aşının klinik denemelerine nisan ayı sonunda başlayacak.
Özetle.
Almanya'nın fırsat eşitliğinden faydalanan iki Türk'ün dünyayı kurtarma ihtimali var.
“Almanya bizi kıskanıyor” diyenler ise, iki tane tırışkadan maskeyi dağıtmayı beceremedi kardeşim.
Bir zamanlar Almanya “acı vatan” diyorduk…
Tarikat-cemaat-zırcahil koalisyonu sayesinde, burası “acıklı vatan” oldu.