İktidar kamuoyu desteğini kaybettikçe baskıyı artırıyor ve artırdıkça daha çok kaybediyor.
Korku yaratılarak muhalefeti sindirme çabaları hiçbir dönemde fayda sağlamamış, tam tersine gerginliği ve kavgaları
artırmıştır.
Ülkedeki durum ne?
–  Demokrasi yara bere içinde, ha var, ha yok!
–  İnsan hakları tartışmalı. Hukuk askıda!
–  Basın özgürlüğü neredeyse Afganistan düzeyinde… Cezaevleri gazeteci dolu…
–  Yargı büyük oranda güven kaybetmiş durumda.
–  Meclis'teki kavgalarla, küfre varan suçlamalarla bozulan siyasi ahlâk, topumun yapısını da bozuyor.
–  Türkiye'yi uçuracağı söylenen sistem çöktü, insanlar bitik durumda…
–  Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu ile iktidarın silahlı bir sokak gücü kurduğu iddiaları huzur kaçırdı.
–  Dini istismar etmek için “Ayasofya ibadete açılsın” tartışmaları çıkarıldı.
–  Halkın geçim sıkıntısı, artan fiyatlarla aşırı boyutlara ulaştı. İnsanlar mutsuz!
Ülkede ortam böyle olunca, ister istemez “Bu kargaşayı seçim paklar!” düşüncesi oluştu ve siyasi kulisleri “Erken seçim”
hikâyeleri sardı.

Peki, erken seçim olur mu?
Aslında olmaması lâzım! Ben kendi hesabıma buna ihtimal vermiyorum.
Ülkeyi 3 yıl daha yönetme imkânı varken iktidar neden bunu riske atsın?
Aksayan işleri tamir edeceklerini düşünerek normal seçim zamanına kadar direneceklerdir.
Takvime göre genel seçimler 2023 yılının Haziran ayında… Bu tarihten önceki her seçim (6 ay önce bile olsa) erken
seçimdir.
Reuters Haber Ajansı'na konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı (eski AKP'li) Ali Babacan:
“Bu sene Ekim-Kasım gibi dönemde erken seçim ihtimali tabii ki zayıftır” dedi ve ekledi:

Ancak bugünkü sistemin Haziran 2023'e kadar dayanması ihtimali de zayıftır. Biz, 2021 veya 2022'de seçim
yapılması ihtimalinin daha yüksek olduğunu görüyoruz.


Normal seçim tarihi olan Haziran 2023'ten önce yapılacak her seçim “Erken seçim” olur. Ali Babacan'ın düşüncelerinde
haklı olduğu görüşündeyim.
Keyfiliğe açık bir yasa!
Geçtiğimiz Çarşamba günü Meclis'te kabul edilen “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu” Anayasa Mahkemesi'ne
götürülüyor.
CHP'li Erkan Aydın'ın “Maalesef bekçiler AKP'ye yakın kişiler arasından seçiliyor” sözleri, soru işaretlerini daha da
artırdı, aşırı yetki ve silah kullanma izninin keyfiliğe yol açacağı belirtildi.
CHP, 18 maddelik kanunun 5, 6 ve 7'nci maddelerindeki düzenlemelere itiraz ediyor. CHP'ye göre:

–  Bekçilere tanınan geniş ve keyfiliğe açık yetkiler, devletin ahlâk polisliği yapması ve bireylerin hayat tarzına
müdahale etmesi riskini taşıyor.
–  Yasadaki birçok düzenleme, hukuk ve güvenlik ilkelerine aykırı ve keyfi durumlar yaratmaya elverişli.
–  Bekçilerin kişiler üzerinde zor ve silah kullanma yetkileri de tartışmalı.
CHP, bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi'ne başvurup sakıncalı maddelerin iptalini isteyecek. İktidar bu yasada neden
çok ısrarlı, anlamak zor!

TEBESSÜM
İşini bileceksin!
Temel doktora gitmiş… Sıkı bir muayeneden sonra doktor ona durumunu anlatmış.
Temel dışarı çıkarken arkadaşı İdris yanına yaklaşıp merak içinde:
“Yaa Temel, geçmiş olsun be koçum… Kötü bir şey yok inşallah!” demiş.
Temel anlatmış:
“Korona virüsü kapmışım… Doktor bana ‘3 hafta ömrün kaldı' dedi.”
“Yapma yaa… Çok kötü be koçum…”
“Yok, o kadar da kötü değil. Doktora ‘Ben Bakan Bey'in yakınıyım doktor bey' dedim. Doktor da torpil yapıp 6
haftaya çıkardı! İşini bileceksin arkadaş!”

GÜNÜN SÖZÜ
Kendilerini çok zeki, çok akıllı sananlar aslında aptallardır!