Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) eski üyesi, değerli meslektaşımız Faruk Bildirici, kurul yöneticilerinin yurt dışı seyahatlerinde günlük 230 Avro harcırah aldıklarını açıkladı.

Bildirici, son dönemde bağımsız televizyonlara ceza yağdırma kuruluna dönüşen RTÜK'ün sansür niteliğindeki kararları nasıl aldığını anlattığı konuşmasında, şu bilgileri de paylaştı:

Kurul Başkanı Ebubekir Şahin, üç ayrı yerde görev yapınca, kamu kaynaklarını haksız yere cebe aktarmalarına itiraz etmiyorlar. Ya da üye Nurullah Öztürk'ün (Ticaret Bakanlığı'na bağlı) Reklam Kurulu'nda ikinci bir görev almasını itiraz etmiyorlar. Dış ülke gezilerinde RTÜK üyelerinin günlük harcırahları 230 Avro… (Yaklaşık 1700 lira…) Sürekli dış gezilere gidip birbirlerini ağırlama yarışı yapıyorlar!..

Bildirici'nin RTÜK'te bol keseden yapılan harcamaları anlattığı açıklamalarını okurken, televizyonculuk mesleğine başladığım TRT'deki tasarruf tedbirlerini hatırladım.

70'li yıllar…

TRT Haber Merkezi'nin sevilen isimlerinden Tevfik Fikret Dinçer arkadaşımız, günün birinde görev için Almanya'ya gönderildi. O sırada tüm yolculuklar, tasarruf uygulamaları nedeniyle otobüsle yapılıyordu!..

Avusturya sınırına gelindiğinde, Tevfik Fikret'in de yolcuları arasında bulunduğu otobüs durduruldu. Pasaport kontrolünün ardından bagajdaki bavullar indirilerek narkotik eğitimi almış köpeklere koklatılmaya başlandı. İşte ne olduysa o sırada oldu. Köpekler Tevfik Fikret'in valizinin etrafında fırıldak gibi dönüyor ve sürekli havlıyorlardı. Anlaşılan tehlikeli bir şey bulmuşlardı!..

Deneyimli muhabir fena halde korkmuş, hatta dili tutulur gibi olmuştu. Polislerin isteği üzerine titreyen elleriyle valizi açınca, köpekler bir naylon torbaya hamle yaptılar. Polis torbayı köpeğin ağzından alıp sordu:

“Bunun içinde ne var?..”

Tevfik Fikret, şaşkınlıktan yabancı bir ülkede olduğunu unutmuştu. Kekeleyerek ve Türkçe “Ha-ha-nım yo-yo-yola çık-çık-çıkarken, ku-ku-kuru köf-köf-köfte yap-yap-yapmıştı! O-o-on-onlar” diyebildi.

Polisler hemen bir tercüman çağırdılar. Tercüme bittikten sonra paket açıldı. Gerçekten de içinden bol baharatlı, sarımsaklı kuru köfteler çıktı.

Narkotik ekibi rahatlamıştı. Nazikçe uyarıp “Bunları Avusturya'ya sokamazsınız” diyerek bir kenara koydular. Valizler tekrar bagaja yerleştirildi, yolcular otobüse bindiler ve yola devam edildi…

Tevfik Fikret yol boyu hüzünle Avusturya Alplerine bakıyordu.

Çünkü kuru köfteler gittiğinden, günler boyu peynir ekmeğe talim etmek zorunda kalacaktı!..

Nereden nereye değil mi, sevgili okurlar?..

TRT'deki “kuru köfte” devrinden, “RTÜK'teki Lale Devri”ne!..