Muharrem Sarıkaya, "Aşıda iki müjde" diyerek bir yazı kaleme aldı.
Muharrem Sarıkaya, bugünkü köşesinde "Aşıda iki müjde: 1-Türk aşısında ilk üretim başladı… 2- Tek doz aşı yetecek gibi…" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yerli koronavirüs aşısına ilişkin bilgi veren Sarıkaya, "Erciyes Üniversitesi’nde Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli ve arkadaşları şu an yaygın uygulanan Sinovac aşısına benzer inaktif aşıyı üretmeyi başardı." dedi.
Sarıkaya şöyle yazdı:
"Ardından da Faz-1 denilen ilk aşamayı başarıyla geçti; 44 kişi üzerinde yapılan denemelerde yeterli koruyucu antikor geliştiği görüldü. Aşının çok daha güçlü hale getirilmesi için yeni ayarlamalar yapıldı ve Faz-2 aşamasına geçilmesi için üretime dün itibarıyla başlandı. Bundan sonraki aşamada Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli ve ekibi Koçak Farma şirketinde ürettikleri inaktif aşının, Faz-2 çalışmasında uygulanması için gereken şişelenme sürecinin tamamlanmasını da gözetleyecek. Ardından kalite kontrol amacıyla 15 gün sterilize edilmesi sürece çalıştırılacak. Fabrikada seri üretim sürecinin sanıldığı kadar kolay olmadığını belirttiler; çünkü üretilen aşının önce “Bio reaktör” denilen büyük tanklarda şişelenme için depolanması gerekiyormuş.
Faz-2 Şubat'ta
Bu süreçlerin ne kadar zaman alacağını sordum, Faz-2 çalışmasına bu hızla devam edilebilirse ve ısmarlanan tanklar zamanında gelirse Şubat ortasında Faz-2’nin başlanması hedefleniyor. Yani planlanandan 1,5 aylık gecikme söz konusu... Faz-2 çalışması sonrası yeni bir bilimsel değerlendirme yapılıp, denetim kurumlarının onayı alındıktan sonra Faz-3 aşamasına geçilecek. Bütün süreçlerin tamamlanması, Sinovac’ta olduğu gibi “Acil Kullanım Onayı”nın alınması halinde, bugün de yaşandığı gibi eş zamanlı aşılamanın da başlayabileceğine vurgu yapıldı. Yani, Nisan gibi Türkiye kendi aşısını uygulama yoluna gidebilir. Başta da belirttiğim gibi Faz-2 ve Faz-3 aşamalarında herhangi bir olumsuzlukla karşılanmazsa…
Bu aşının en önemli tarafı şu an uygulanan Sinovac ile benzer olması… Bu durumda ilk dozu yapılanlara Faz-3 aşamasına geçilip AKO alınması durumunda Türkiye’de üretilen ise ikinci dozlarının yapılması gibi bir durum da karşımıza çıkacak; ki ikinci doz diğerinden çok daha donanımlı ve güçlü olacak. Hedef beraberinde gelmesi beklenen diğer iki aşıyla birlikte bu yıl içinde Türkiye’ye yetecek çeşidi bol aşı üretilmesini sağlamak. Ancak bunun için de çok zahmetli ve bir o denli de masraflı süreçlerin tamamlanması gerekiyor."
İkinci müjdesinden bahseden Sarıkaya şöyle yazdı:
"Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serhat Ünal’a 6 ay sonra virüs ile karşılaştığında B hücre hafızasının hemen canlanıp yeniden antikor üretmesinin ne anlama geldiğini sordum.
Her zamanki gibi tıp bilmeyen bir kişinin anlayacağı şekilde açıkladı:
“T hücreleri virüsün geldiği komutunu veren B hücreleri ise bu komutu hafızaya alıp antikoru yapandır. Önemli olan 6 ay sonra B hücrelerinin virüsü hatırlayıp yeniden antikor üretebildiğini bilimsel olarak ortaya konulması. Eğer böyle ise bugün iki doz yapılan aşıdan bir kez yapılması yeterli olacak; tekrar eden şekilde yapılmasına gerek kalmayacak. Kötü senaryo olarak karşımızda duran 6 -7 ayda bir aşılama yapmamıza gerek kalmayacak...”
Tekrar aşıya son
Covid-19’un gribe, yani influenzaya benzetildiğini de anımsatan Prof. Dr. Ünal, “İnfluenza için her yıl aşılama yapılması zorunludur, çünkü verdiğiniz antikor 6-7 ay korur, bir yıl sonrakinin yapısı değişir, yenisini üretip bir yıl sonra yeniden yaparsınız” anımsatmasında bulundu.
Covid-19’da ise böyle bir mutasyona rastlanmadığını, aşıdan kaçan virüse de rastlanmadığını belirtip devam etti:
“Bu önemli bir çalışma, çünkü tek kez aşı yapıldığında veya hastalığı geçirende hücre hafızası yeniden canlanıyor ve koruma sağlıyor. Bu da ikinci kez aşıya çok gerek kalmayacağını gösteriyor…”