Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil bugünkü köşe yazısında, 19 Mayıs'ta bayramları karıştıran Arda Turan ile TRT üzerinden Erdoğan'ın yanlış aktardığı tarihi bilgileri yazdı.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'ndan futbolcu Arda Turan ve TRT bayramları karıştırdı.
Eski 'milli' futbolcu Arda Turan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarken, TRT 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı.
Özdil, "Bu tarihi bilgiler çerçevesinde… Arda Turan'ı yadırgamanın manası yok" diye yazdı.
Özdil'in yazısı şu şekilde:
TRT bayramları karıştırdı.
19 Mayıs'ta Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı.
Arda Turan bayramları karıştırdı.
19 Mayıs'ta Çocuk Bayramı'nı kutladı. (Bayramları denk getirememiş olabilirler ama, en azından 19 Mayıs'ta 19 Mayıs demiş olmaları, takdire şayan.)
Asrın liderimiz mesela…
“Tarih bilseler konuşmaya yüzleri olmaz, İstanbul'un tarihçesini bilmiyorlar, öyle elinde mercekle Romen Diyojen gibi dolaşılmaz” dedi.
Mercekle dolaşan Romen Diyojen değil, Sherlock Holmes'tü.
Fenerle dolaşan Diyojen'in İstanbul'la alakası yok, Sinoplu filozoftu.
Romen Diyojen desen, zaten mercekle fenerle alakası yok, Malazgirt'te esir düşen Bizans imparatoruydu.
Üstelik, biraraya getirdiği bu üç kişi arasında iki bin sene vardı.
“Ankara, Selçuklu başkenti” dedi.
Selçuklu başkenti Konya.
“Olimpiyatlara adını veren dağ, Antalya'daki Olimpos dağıdır” dedi.
Olimpos dağı Türkiye'de değil, Selanik'te.
Bizdeki Olimpos, dağ değil, carettaların yavrulama alanı.
“Akdeniz, beyaz deniz, White Sea olarak adlandırılır” dedi.
Akdeniz'in adı White Sea değil.
White Sea, Rusya'nın kuzeyinde.
“Almanların Goethe'si varsa, İspanyolların Sokrates'i var” dedi.
Sokrates, İspanyol değil, Yunan.
Sokrates'le Cervantes arasında iki bin sene var.
Miting sırasında hıçkırık tuttu, “biliyorsunuz bizim Karadeniz'de bunun türküsü var, hıçkırık tuttu beni, tuttu da bırakmadı” dedi.
O türkünün sözleri öyle değil.
Karadeniz değil, Ege türküsü.
“Türkçemizin abideleşmiş şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Sanat isimli şiirini okumak istiyorum” dedi, okudu.
O şiir Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın değil, Faruk Nafiz Çamlıbel'in.
“Arif Nihat Asya'nın Bayrak şiiri var, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dedi.
O mısralar Arif Nihat Asya'nın değil, Mithat Cemal Kuntay'ın.
“Sütçü Nine'nin diyarı Kahramanmaraş” dedi.
İmam'ı Nine yaptı.
Sütçü İmam Kahramanmaraş'ta ama, Nene Hatun tee Erzurum'da.
Direndikleri düşman bile farklı.
“Ziya Paşa'nın güzel bir lafı var, eşek ölür kalır eseri” dedi, sonra düzelterek, “pardon pardon, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” dedi.
Halbuki düzelttiği falan yok, o laf Ziya Paşa'nın değil, Mehmet Akif Ersoy'un.
Kendi yaşadıklarını Hazreti Muhammed'in yaşadıklarına benzetti, “darbeciler bizden önce Dalaman'a gelmişler, uçağa girmişler, bakmışlar çıkmışlar, hani Nur mağarasındaydı değil mi, hani geliyorlar sevgili peygamberimiz, Ebubekir Sıddık ile orada ama, mağaranın kapısını örümcek örüyor, gelip bakıyorlar, burada örümcek ağ ördüğüne göre herhalde buraya kimse girip çıkmamış diyorlar ve müşrikler dönüp gidiyor, şimdi bunlar da bakıyor, uçakta kimseyi görmeyince dönüp gidiyorlar” dedi.
Birincisi, bu anlattıkları Hazreti Muhammed'in yaşadıklarına benzemiyor, çünkü örümcek olayında Hazreti Muhammed mağaranın içindeyken, asrın liderimiz zaten uçakta yok.
İkincisi, Kuran'ı Kerim'de anlatılan o mağaranın adı Nur değil, Sevr mağarası… Nur ise, Hira mağarasının bulunduğu dağın adı.
“Gençler biliyorsunuz, Abdülhamid hiçbir şey kaybetmeden bu toprakları korudu, Abdülhamid'in hal fermanını hazırladılar ve kendisini ne yazık ki idam ettiler” dedi.
Abdülhamid, Mısır, Tunus, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, toplam 1.5 milyon kilometrekare toprağı savaşmadan kaybetti.
İdam filan edilmedi, yatağında eceliyle öldü.
“Amerika'yı Kolomb keşfetmedi, Müslümanlar keşfetti, Kolomb gemisiyle Amerika kıtasına geldiğinde Küba'da cami gördü” dedi.
Biz alışığız ama, Amerikalıların nutku tutuldu.
Isparta mitinginde konuştu, “üniversiteyi Isparta'ya kim yaptı, üniversiteyi Isparta'ya kim getirdi, biz getirdik biz” dedi.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1992
“Biz gelmeden önce MR mı vardı, tomografi mi vardı” dedi.
1989'dan beri var.
“Komünistler biz köprüyü satacağız diyordu, rahmetli Özal da satamazsınız diyordu” dedi.
Necdet Calp “sattırmam” diyordu.
Turgut Özal “satarım” diyordu.
“Erdal İnönü'yle Bülent Ecevit gelsinler konuşalım” dedi.
Gelirlerdi ama, ikisi de rahmetli.
Sezai Karakoç'un şiirini okudu, “Allah rahmet eylesin” dedi.
Sezai Karakoç yaşıyor.
Rahmet okuduğu Karakoç, Abdürrahim Karakoç.
Bu tarihi bilgiler çerçevesinde…
Arda Turan'ı yadırgamanın manası yok.
Ama, Ramazan Bayramı'nda TRT'yi seyretmemekte fayda var.
Çünkü, şeker ikram etmek yerine, kurban kesmeye kalkabilirsiniz!